Hatice ÖZBAY

Hatice ÖZBAY

[email protected]

Onları Önce Deprem Vurdu

23 Ekim 2021 - 21:30 - Güncelleme: 17 Nisan 2022 - 00:22

İlin Adı Van
Türkiye’nin doğusunda.
Sınırda…
Van bugünlerde yaşanan o acı deprem ve artçı sarsıntılarıyla dilimizden düşmüyor.
Bu durumdayken düşmesin ki, yardımlar devam edebilsin.  
Yaralar var sarılacak. İnsanlar var yardım edilecek.
Yıkılan evler gibi yıkılan umutlar var.
Kaybolan insanlar gibi kaybolan hayaller var.
Sarılacak tümünün yaraları dense de, sarılabilir mi?
Ya henüz 13 ündeki Yunus’un gözlerindeki korku ile acının bize hissettirdikleri sarılabilir mi? Unutulabilir mi?
Kimimiz kendimizi Yunus’un anası, kimimiz Yunus’un babası, ablası, kız kardeşi ya da ağabeyi yerine koymadık mı?
O ışıltıyla bakan gözlerin kapandığını öğrendiğimizde gözümüzden bir damla yaş süzülmedi mi?
İnanın benim sadece gözlerimden yaş süzülmedi, göğsümde bir yerlerim sıkıştı ve sızı kapladı tüm yüreğimi ve sonrasında tüm bedenimi.
O, sadece akşamüstü yer sarsıntısıyla kaybettiklerimizden birisiydi.
O, dünyaya veda eden gözlere kader mi diyeceğiz veya Allah’ın hikmetinden sual olunmaz mı diyeceğiz? Demeli miyiz bunlardan birini! Ya da çürük binalar yapan müteahhitlere küfredip, imar izni verenlere dokundurup unutup gidecek miyiz?
Göreceğiz zaman içerisinde, yaşayacak ve göreceğiz hep birlikte.
Bunlar çok yazıldı, söylendi, konuşuldu, aynı konuları yazarak yaraları kaşımayacağım.
****
Depremden önce Van’a gittiğimi yazmıştım. İzlenimlerimi yazacağımı da eklemiştim yazımın dibine. Orada hayatını kaybeden öğretmelerin anısına Van’da tanıştığım idealist öğretmenlerden bahsedeceğim kısacık.
Sabah 07 uçağıyla 22 Nisan 2011’de rotamız Van. Merter Platformu olarak bekleniyoruz. Kitaplar götüreceğiz Vanlı çocuklara. İçim içime sığmıyor uçakta. Çok anlamlı bir gidiş bu.
Yeterli kitapları olmayan bu nedenle de okuyamayan çocukların ellerine kitaplar vereceğiz, sevinçlerini paylaşacağız. Ayrıca yıllar sonra tekrar Van’ı göreceğim ve neler değişmiş gözlemleyebileceğim.
Merter Platformu eğitim konusunda başlattığı seferberliğin ilk durağı Van iliydi ve platformun Eş Başkanı Özgenç Özenç, Muammer Öner Kendir ve Selçuk Ertürk ile birlikte çıktığımız bu yolculuk sırasında hepimiz çok heyecanlıydık. İçimizde yöreyi iyi bilen ve Ercişli olan sadece Muammer Kendir.
Yaklaşık bir buçuk saat sonra o küçük Van Havaalanına indik. Önce vilayet binasında Vali Bey ile görüştük. Ardından Milli Eğitim Müdürlülüğüne geçtik. Van Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Beyin odasında bizi (yaşları otuzu geçmeyen) genç, gözleri ışıl ışıl, idealist öğretmenler ellerinde çiçeklerle karşıladılar. Kitapları getireceğimiz haberini almışlar ve biran önce öğrencilerine bu kitapları ulaştırabilmek için de ceplerinden parasını ödedikleri taksi kiralamışlar. Sohbetler ettik, bu kitaplara ne kadar ihtiyaçları olduğunu yerinde ilk ağızdan da duyduk. Doğru yolda olduğumuzun onayı idi.  
Gecikmeyle olsa da içerisinde 74 okula ulaştırılacak kitaplar olan tırımız Van’a geldi. Ancak Tır'ın boşaltılması lazım ve yeterli sayıda insan yok. Görülmeye değer bir heyecanla öğretmenlerden önce biri, sonra diğer ikisi ceketlerini çıkarıp, kollarını sıvayıp tır'ın üzerine çıktılar. “Yeterli sayıda insan yoksa biz boşaltırız kitaplarımızı” dediler. 
O anda birlikte yolculuk yaptığım Merter Platformu yöneticileri, hepsi birbirinden değerli işadamları da aynı hareketle kolileri indirmeye başladılar. Ben de elimde kamera tüm o anları sabitledim.
İnanın 300 kolinin o kocaman tırdan indirilmesi sadece on iki dakika sürdü. Boşaltma işlemi bittiğinde öğretmelerin ve işadamlarının yüzünde en ufacık yorgunluk belirtisi yoktu.
Van’da tanıştığım üç öğretmenin de yaşları otuz olmamıştı ve kadroları yoktu. Hatta içlerinden birisi soğuk bir Van sabahında derse başlamadan sobayı yakmaya uğraşırken (08.30 civarı) içeriye müfettiş giriyor ve öğretmen henüz derse başlamadığı için o öğretmen hakkında soruşturma açıyor.
Diğer öğretmense; dersliklerinin aslında bir dükkân olduğunu, 1-2-3. Sınıfların aynı derslikte, 4- 5 sınıflarınsa diğer derslikte öğrenim gördüklerini söyledi. Ve o çocukların ihtiyaçlarını karşılamak üzere gidecek bir tuvaletleri bile olmadığını, bunun için hela taşını kendi maaşıyla aldığını ve çok güç koşullarda oraya nasıl hela yaptıklarını da anlattı.
Daha çok anılar var anlatılacak, yazılacak ve gerçekten gözleri yaşartacak.
Bunları yazmak istedim çünkü; Van depreminde altmış dört öğretmenimizi kaybettik. Kaybettiğimiz öğretmenlerin çoğu yıllarca atama bekledikten sonra bir nefer gibi Van’a göreve gittiler. Üstelik çoğu kadrolu değildi. Onlar genç idealistlerdi.
Alıntı yaptığım bu haberi okuduğumda yeniden içim yandı; “Van’ın Erciş İlçesi, depremde hayatını kaybeden öğretmenlerin çoğunun yeni görev yeriydi. Kimi yeni evliydi, kimi düğün hazırlıkları yapıyordu, kimi de ataması çıkmasına rağmen kenti terk etmemişti. Nesrin, Nigar, Öznur, Alime, Zehra, Emel, Halime, Ebru, Senem, İrfan, Hasan, Ümit, Ayhan, Mustafa, Mehmet ve Oktay öğretmenler dün memleketlerinde son yolculuklarına uğurlandı.”
Sonrasında ise bir bürokrasi ayıbı yaşadık ki evlere şenlik.
Önce MEB kadrolu öğretmenlerin ek ders ücretlerini kesti.
Ek ders üzerinden ücret alan ücretli öğretmene ise, maaş ödenmeyecek haberiyle de sarsıldık.
Deprem şokundan sonra maaş şoku reva görüldü sağ kalan öğretmenlere.

Önce depremin vurduğu öğretmenleri sonra bakanlık vurdu.
Deprem öncesi Van’da görev yapan öğretmenlerin (çoğu okul gibi olmasa da) okulları vardı. Öğrencileri vardı, maaşları vardı, ihtiyaçları vardı.
Seslerini duyurabileceklerine inandıkları www.kardesokullar.com adresli internet siteleri vardı. Bu internet sitesine ulaşabilecek elektrikleri ve internet bağlantıları vardı.
Şimdi sağ kalanlar eğitim verebilecekleri günleri sayıyorlar. 
Sizlerde www.kardesokullar.com adresine girin ve ekim ayı ve öncesinde Van’dan yazan öğretmenlerin sesine kulak verin.

Şimdi ihtiyaçları çok daha fazla çünkü…
 Ben bu yazımın alt satırlarına birkaçını sıralayacağım.
“Sevgili Arkadaşım,
Van’ın Erciş ilçesine bağlı Doluca Köyü İlköğretim okulunda görev yapıyorum.
Elinizden ne gelir bilmiyorum; ama acil yardımınıza ihtiyacımız var. Para hariç her şey kabulümüzdür;bunun ucu açık: kalemden ayakkabıya, kitaptan deftere, elinizden ne gelirse yardım ederseniz seviniriz.

Okulun Adresi: Doluca Köyü İlköğretim okulu Van Erciş
Benim Adresim: Van yolu Caddesi Gökkuşağı Sitesi B-Blok, Daire 2
Telefon numaram:0555 447 36 70 Kamil Ortakçı”

“Merhaba, ben Basri KAYA,

Van Başkale Esenyamaç köyünde öğretmenim. Okulumuzun hikaye kitabı yok. Bu konuda desteğe ihtiyacımız var. Yardımlarınızı bekliyoruz. Destek olursanız, eğitime büyük bir katkı sağlamış olacağız. Şimdiden teşekkürler. Bana ulaşabileceğiniz mail adresim: [email protected]


“İlgiye Çakır yazdı:
küçük bir köy okulunda müdür yetkili öğretmenim. okulumuz Van ın Gevaş
ilçesine bağlı kuşluk köyünde iki derslikli küçük bir okul.
birleştirilmiş sınıflı bir okul. olanaklarımız yetersiz demeyeceğin
çünkü olanaklarımız yok denecek kadar az. kendi imkanlarımızla birşeyler
yapmaya çalışıyoruz. bu coğrafya da en ucuz olan insan olduğu için ne
yazık ki köylümüzden destek alamıyoruz. zaten köylünün kendiside fakir.
köy okulu olduğu için milli eğitimde yeterince destekleyemiyor. tüm
koşullarımıza rağmen umudumuzu kaybetmeden insan yetiştirmeye
çalışıyoruz ve bunun insanca koşullar olması için okulumuzun
ihtiyaçlarından kırtasiye malzemesini, yakacak, temizlik malzemesini sizden
talep ediyorum. duyarlılığınız için teşekkür ederim. 5304257265”

İlin Adı Van
Türkiye’nin doğusunda.
Sınırda…
Hatice Özbay  [email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Ahmet Aksel
    2 yıl önce
    Sevgili Hatice, kaleminin kıvraklığı, anlatım şeklin, seçtiğin konu gerçekten çok güzel. Yüreğine sağlık...