Aile şirketlerinde çalışan eğitimi yapılır mı? Önceki yazılarımda birçok kez ülkemizdeki şirketlerin büyük çoğunluğunun aile şirketi olduğunu vurgulamıştım. Tüm şirketlerde olduğu gibi aile şirketlerinde de çalışanlara ciddi yatırım yapılmasının yollarından birisi de çalışan eğitimleridir. Şirketler çalışan eğitimleri için Türkiye'de yılda ortalama 2,5-3 milyon TL civarında para harcamaktadır. Bu kaynağın verimli ve sonuç alacak şekilde kullanılması çok önemlidir.
Türkiye Eğitim ve Gelişim Platformu Derneği (TEGEP) tarafından yayınlanan Kurumsal Eğitim Araştırması verilerine göre Türkiye'deki kurumsal şirketlerin eğitim ve gelişim birimlerinde ortalama 13-15 kişi çalışırken birçok KOBİ’de insan kaynakları departmanı veya eğitim planlama departmanı bulunmamaktadır.
Eğitimlerin geliştirilme süreçleri incelendiğinde eğitimlerin yaklaşık %35'inin kurum içi uzmanlar veya eğitmenler tarafından geliştirildiği görülmektedir. Bir eğitim şirketi veya danışmanlar tarafından kuruma özel geliştirilen veya hazır program olarak alınan eğitimlerin oranı %55 civarındadır. Türkiye'de en çok alınan eğitimler incelendiğinde %26 oranı ile en yüksek paya 'liderlik ve kişisel gelişim' eğitimleri sahiptir. Son zamanlarda teknoloji odaklı eğitimler her ne kadar ulaşılabilirliği artırsa da talep edilen içeriklerin %76 gibi büyük bir çoğunluğu yüz yüze eğitim ve etkinliklerden oluşmaktadır.
Kurumlar Eğitim Çalışmalarını Yaparken Nelere Dikkat Etmelidir?
Şirket içi eğitimler planlanırken konu ilk olarak üç başlıkta değerlendirilmelidir. İlk olarak eğitimin ihtiyaç doğrultusunda konusu ve içeriği belirlenmelidir. Ardında eğitimi yapacak kişiden beklenen yetkinlikler ve eğitim sonrasında elde edilmesi planlanan kazanımların ölçülmesi gelmektedir. Alınan eğitimin sonrasında yeni eğitimlerle desteklenmesi de diğer önemli bir çalışmadır. Eğitim öncesinde yapılacak olan eğitim ihtiyaç analizi çalışması planlanmak istenen eğitimin çalışanlara ve işletmeye olan faydasını artıracaktır.
Eğitim İhtiyaç Analizi Çalışması Nedir? Nasıl Yapılmalı?
Eğitim ihtiyaç analizi çalışmasının sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için kullanılması gereken en önemli araç “Performans Takip Sistemi” dir. Çalışanların düzenli olarak performanslarının takip edilmesi ve sonrasında sonuçlarının bireysel olarak analiz edilmesi bir çeşit eğitim ihtiyaç analizi çalışmasıdır. Yöneticilerin ve insan kaynakları uzmanlarının performans değerlendirme raporlarını okuyarak ve düzenli olarak analizlerini yaparak çalışanlarının hem iş başı eğitimlerini hem de kişisel gelişim eğitimlerini planlaması gayet faydalı olacaktır. Tabi en sağlıklı olan yöntem şirket bünyesinde eğitim süreçlerini sistemli hale getiren ve eğitim sonrasındaki elde edilen kazanımları ölçen bir sistemin kurulmuş olmasıdır. Şirket içerisinde özel “İşletme Akademileri” kurularak yapılabilir. Yapılan eğitimler mutlaka bireye katkısı anlamında ölçümlenmeli hem de belgelendirilerek somutlaştırılmalıdır. Alınan eğitimin çalışana yapacağı en önemli katkı eğitim programlarına katılan kişilere uygulanacak olan ücret artışları olabilir.
Yönetici Yetiştirme Programları ve İşletme Akademileri
İşletmelerin bünyesinde kurulan akademiler öncelikle yönetici yetiştirme programlarıyla işletmeye fayda sağlarken çalışan eğitimleri ile de sağlayacağı fayda daha yukarılara taşınmalıdır. Bunun için işletmelerde çalışan bazlı, departman bazlı ve pozisyon bazlı eğitim programları planlanmalıdır. Yıllık periyotlarla planlanan bu çalışmaların mutlaka kazanımları ölçülerek gerekli içerik güncellemeleri yapılmalıdır.
165 ülkede 30 binden fazla üyesi bulunan İnsan Kaynakları Yönetimi Derneği tarafından hazırlanan bir araştırma raporunda işyerinde eğitim fırsatı sunulmasının iki çalışandan birinin şirket tercihini etkilediğine dair sonuçlar paylaşılmıştır. Eğitim fırsatları sunan işletmelerde çalışan her dört kişiden üçünün daha uzun süre çalışma eğiliminde olduğuna dair bir başka veri karşımıza çıkmaktadır. Çalışanların işverenlerinden beklentileri arasında kişisel ve mesleki gelişim olanaklarının payı giderek artarken, düzenli eğitim imkanları sunan şirketlerin, yetenekli işgücünü çekme ve elde tutmada önemli bir rekabet avantajı sağladığı görülmektedir. Bu nedenle, eğitim fırsatları sunan işyerleri, çalışan bağlılığı ve tercih edilirlik açısından öne çıkmaktadır.
Son zamanlarda ülkemizdeki şirketler de çalışan eğitimlerini şirket stratejik hedefleriyle uyumlaştırmaları gerektiğinin farkına vardı. Birçok şirket kendi Kurumsal Akademilerini açmaya başladı. Teknosa Akademi, Tofaş Akademi, VodafoneRed Akademi, Yapı Kredi Bankacılık Akademisi, Türk Telekom (TT) Akademi bunlardan bazılarıdır. Türkiye’deki kurumsal akademilerden en eskisi 1982 yılından bu yana çalışmalarını sürdüren THY Havacılık Akademisidir. Borusan Holding, Enerjisa, Continental, İnci Holding gibi pek çok kurumun da etkin çalışan akademisi mevcuttur.
Kurumsal akademilerin dünyadaki karşılığı ‘Corporate University’ dir. Türkiye’deki şirketler kurumsal akademi yapısını şirket bünyesine kazandırma konusunda henüz yolun başındadır. TÜİK’in yayınladığı Girişimlerde Mesleki Eğitim verilerine göre, Türkiye genelinde çalışanlarına mesleki eğitim kursu, konferans, çalıştay, ticaret fuarı, iş başında eğitim ve seminer fırsatı sunan şirket oranı %39.8’dir. En yüksek orana %76.3 ile binden fazla personel çalıştıran şirketler, en düşük orana ise %32.4 ile 10-19 personel çalıştıran şirketler sahiptir. Bu veriler, Türkiye’de kurumsal akademi yapısının büyük işletmelerde daha yaygın olduğunu, küçük işletmelerin ise bu alanda henüz gelişim göstermesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin, rekabet gücünü artırmak ve yetenekli işgücünü elde tutmak için çalışanlarına daha fazla mesleki eğitim fırsatı sunmaya yönelik adımlar atmaları tavsiye edilmektedir.
FACEBOOK YORUMLAR