Son yıllarda öğrencilerin ve yetişkinleri psikolojik destek arayışında en çok dile getirdikleri konulardan biri dikkat eksikliği. Pek çok öğrenci ve yetişkin, bildiği halde yanlış yaptığı sorulardan, işlerinde bolca yaptığı hatalardan ve dikkatlerinin dağılmasında şikâyet ederken, bazıları çözümü doğrudan ilaç kullanımında arıyor. Oysa bu meseleye yalnızca biyolojik bir bozukluk gibi yaklaşmak, konunun derinliğini göz ardı etmek olur.
Dikkatin, eşya ve olayların üzerine yönelmesi ve bu odaklanmanın sürdürülebilmesi beynin temel görevlerinden biridir. Zihin enerjisinin yoğunlaştığı alan, bireyin algılamasını ve dolayısıyla öğrenmesini sağlar. Frontal korteks, yani beynin ön bölgesi, bu süreçte aktif rol oynar. Dikkat; öğrenmeden düşünmeye, karar almaktan gündelik işlerimize kadar hayatın her aşamasında bize eşlik eden hayati bir fonksiyondur.
“Odaklanmak” veya “konsantrasyon” dediğimiz durum ise dikkatin derinleştirilmiş hâlidir. Bu yetenek hem öğrenmeyi kolaylaştırır hem de dış dünyadan gelen gereksiz uyarıcılara karşı bir filtre işlevi görür. İyi odaklanamadığımızda, öğrenme yüzeysel kalır ve bilgi daha çabuk unutulur. Oysa dikkatin derinliği hem hafızaya kaydetmeyi hem de hatırlamayı kolaylaştırır. Hatta tehlike anında ya da yoğun ilgi duyulan bir konuda insan, dikkatini öylesine yoğunlaştırabilir ki etrafındaki hiçbir şeyi fark etmez. Bu durum, dikkatimizin isteğe bağlı olarak yönlendirilebileceğini de gösterir.
Elbette dikkati etkileyen birçok faktör vardır. Motivasyon eksikliği, hedeflerin belirsizliği, bireyin kapasitesine uygun olmayan görevler, aşırı endişe ya da heyecan gibi psikolojik nedenler dikkat performansını olumsuz etkiler. Aynı şekilde yoğun görsel ve işitsel uyaranlar, özellikle ekran başında uzun zaman geçiren çocuklarda ve yetişkinler dikkat sorunlarını tetikleyebilir. Televizyon ve bilgisayar karşısında alınan aşırı uyarılar, beynin işleme kapasitesini zorlayarak öğrenme süreçlerini bozar.
Dikkatin organize olma, sıralama, planlama gibi zihinsel işlevlerle yakın ilişkisi vardır. Bu nedenle, ders çalışma ve işe odaklanma gibi bilişsel becerilerde yaşanan sorunların ardında dikkat problemleri olup olmadığını gözlemlemek gerekir. Özellikle öğrencilerde ve iş başında çalışanlarda odaklanma süresi ve dikkat dağınıklığı başarı ve iş becerisini doğrudan etkilidir. Dinliyor gibi görünmek, gerçekten dinlemekle aynı şey değildir.
Peki dikkat fonksiyonlarımızı nasıl geliştirebiliriz? İşte bazı temel öneriler:
- Psikolojik iyi oluş hali dengesi sağlanmalı, aşırı yorgunluktan kaçınılmalı.
- Gürültüsüz ve dikkat dağıtıcı uyaranlardan arındırılmış çalışma ortamları tercih edilmeli.
- Dengeli beslenilmeli, vitamin eksikliği giderilmeli.
- Yeterli uyku alınmalı ve düzenli okuma alışkanlığı kazandırılmalı.
- TV ve bilgisayar, cep telefonu, sosyal medya gibi aşırı görsel uyaranlardan mümkün olduğunca uzak durulmalı.
FACEBOOK YORUMLAR