Parasal genişlemenin bitmesinin ardında belki de son 6-7 yıldır ülkede en çok sorulan sual, ‘ne olacak doların durumu’ başlığıdır. Her dönemde bununla ilgili bir başka gerekçe bulunurken, aslında temelde sebebin hep aynı olduğunu görmezden gelen bir tavır içerisindeyiz.
Mesela 2018 yılının ikinci yarısında ortaya çıkan sıçramada jeopolitik riskler, ABD rahip gerginliği gibi birçok konu ele alındı. Lakin tüm bunların 2019 yılında görece gerilemesine rağmen, dolar karşısında TL kurundaki yüzde 80’lik değer kaybı hiç sorgulanmadı.
Nitekim bugünlerde de virüs meselesini ön plana alıyor bunun üzerinde duruyoruz. 2019 senesini stoktan mal satışı ve üretimsizlik nedeniyle şiddeti azalan cari açık fırsatını bile kaçırmış olmanın üzüntüsünü yaşayan kaç kişi var?
Hep çıktılar üzerinden tartışılan, asla gerçek soruna neşter vurulmayan bir manzara içerisinde sadece gelişmeleri izleyip, sonuçlar üzerinden ‘dolara kaçışın’ engellenmesi üzerinde duruyoruz.
Oysa biliyoruz ki bir hastalığı tedavi etmeden, sadece sonuçları tartışıyor olmanız; günlük rapor tutmaktan ve seyri izlemekten başka bir işe yaramaz. Şimdi de sokakta, iş dünyasında herkes ‘ne olacak dolar’ diye birbirine soruyor.
Jeopolitik risklerin, yaşananların, hastalıklarla yükselen olumsuz algının elbette etkileri var. Fakat çok basit başlıklarımızı halen görmezden gelmeye devam ediyoruz.
Esasen en basit yanıtıyla doların TL karşısındaki durumunu şöyle özetleyebiliriz. Borçlarınızı çevirmek, üretim yapmak ve finansman sağlamak için ihtiyacınız olan dolar ile, elinizde ve size gelme ihtimali olan dolar arasındaki fark yanıtı verir.
Bunu ister yerel paralarla ticaret boyutuyla konuşun, ister spekülasyonlar üzerinden tartışın hepsi boş laftır. Matematik esastır. Günün sonunda dolara ihtiyacınız varsa, paranız dolar karşısında değer kaybeder. Bunu konuşmuyor olmak da, konuşanları suçlamak da sorunu ortadan kaldırmaz.
Son durum ne ona bakalım ve yanıtı bulalım. Üretimdeki ithalat yapınızda değişiklik var mı? Yok... Halen üretebilmek için ithalat yapmanız ve dolar temin etmeniz gerekiyor. Turizmden ihracata kadar birim değerlerinizde bir katma değer artışı var mı? Yok... Halen 1,1 ile 1,3 dolar arasında değişen değerler, düşük konaklama ücretleri üzerinden girdi elde ediyorsunuz.
Kasanızdaki dolar miktarınız ne? Merkez Bankası net rezervlerine bakılırsa, dış yükümlülüklerimizin sadece yüzde 15’ini karşılayabileceğimiz gözüküyor. Net rezerv 20 Şubat 2020 itibariyle 24,7 milyar dolar.
2020 yılında ne kadar paraya ihtiyacımız var? Kamu ve özel sektörün toplamda ödemesi gereken kısa vadeli borç 168,2 milyar dolar olarak açıklandı. Tekrar çarkların nispi olarak dönmesini hesaba katarsak, 2020 yılında iyimser tahminler ve dünyadaki ekonomik daralma dikkate alındığında 20 milyar doları aşmayacağı tahmin edilen bir cari açık da buna ilave olduğunda, bu yıl bulmamız gereken nakit para 188 milyar dolar civarında.
Dünyada paranın kısıldığı, bulunanın maliyetinin arttığı, ihracat net kazançlarının çok düşük, turizm gelirlerinin maliyeti zor çıkarır nitelikte olduğunu dikkate alırsak bizi çok zorlayacak ya da maliyet ödettirecek bir rakamdan bahsediyoruz.
Soru şu: 188 milyar doları bulabilecek miyiz? Kasada da 24 milyar dolar nakit var. İhracat ve turizm gelirleriniz de, bu faaliyetler için gereken harcamaları zor karşılıyor. Üstelik bu sorun güncel gelişmelerden ayrı olarak yıllardır değişmediği gibi, değişmesi için de bir şey yapılmadı. Şimdi siyaseti bir kenara bırakıp bir iş insanı ya da ilkokul öğrencisi gibi yanıt verin. Dolar ne olur?
FACEBOOK YORUMLAR