Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Yüzde 10’un getirisi nerede?

11 Aralık 2019 - 07:09

Bugün gözler Merkez Bankası’nda... En azından söylem bu... Herkes yılın son toplantısında Merkez Bankası’nın ne oranda faiz indireceğine ilişkin tahminlerini ortaya koyuyor. Dikkatinizi çekerim, herkes faizin düşürüleceğinden emin, ama oranı hakkında toto oynuyor.

 

Meseledeki tartışmayı iddiaya çevirirseniz de zaten yerinmek için de, övünmek için de kuru bir zemin hazırlıyorsunuz. Bu zemin üzerinde de herkes aynı kulvarda, farklı görüşten işi tartışmaya devam ediyor.

 

Bugünkü karar ne olur, bilemem. Zaten bir toplantı öncesinde herkes sonucu tahmin edebiliyor ve bu tahmin siyasi yaklaşımdan ileri geliyorsa, hatta bu sonuç bilinsin diye görev değişimi yaşanıyorsa, esasen orada bir toplantıya da, uzman görüşüne de ihtiyaç var mı; tartışılır.

 

Nitekim son 3 toplantısında anlayacağımız türden tanımlanırsa, yüzde 10 faiz indiren bir Merkez Bankası gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bugün ne yapacağı da, ne yaptığından yola çıkılarak üzerinde toto oynanan bir hal aldıysa, o Merkez Bankası’nın ağırlığı da tartışılır.

 

Ben bu tartışmanın kenarına sıyrılarak, daha temel bir şey sormak istiyorum. Faizi yüzde 24’ten yüzde 14’e çeken Merkez Bankası’nın, kaç puan faiz indirimi yapacağını tartışıyoruz da, neden yüzde 10 geri çekilen faizin ortada sonucu olmadığını konuşmuyoruz?

 

Yaratılan, gerçekle ilgisini yitirmiş, hatta vatandaşından iş dünyasına kadar sokağın gerçeğiyle arasındaki makas tamamen açılmış bir çakma enflasyon kurgulayıp, sonra da bunun üzerinden faizcilik oynuyorsanız, sadece kendinizi kandırıyorsunuz demektir.

 

Ülkede sıfırın biraz üzerinde ya da altında bir büyüme konuşuluyor; bu büyüme de kalkınmadan yoksun bir fotoğraf veriyorsa, enflasyon artıyorsa, uygulanan faiz zorlamayla tek bir sektörü kurtarmak adına kullanılmaya çalışılıyor, bu da finans kesimini tehdit ediyor, kamu bankaları problemli duruma düşüyorsa, işsizlik artıyorsa, sonuç ne?

 

Düşük faizli krediler gösterilip, ama istenenlere verilmiyorsa, verilmek istense de finansal sicili sağlam insan bulunamıyorsa, iş dünyası resmi faizin, ek faturalarla birlikte en az, dikkatinizi çekerim en az iki üç katı maliyetle borçlanma olanağı buluyorsa, sonuç ne?

 

Faizleri yükseltmek, düşürmek bir tercih olabilir. Öyle bir hamle yapar, bunu da bir plan dahilinde ortaya koyar; bir sektörü kurtarmaktan çok, örneğin kalkınma programınızın ilerlemesi için sübvansiyon sistemini devreye sokarsanız, bu bir tercihtir.

 

Bu eğilimin bizde olmadığını, bırakın insanların ya da reel sektörün bankadan finansman kullanmasını, TÜRKONFED Başkanı Orhan Turan’ın açıklamasını esas alırsanız, tahsilatsızlıkla birbirine bile kredi vermeyi bıraktığını düşünürseniz, ortada bir kalkınma programı olmadığı gibi, gerçekçi bir sonuç da alınamadığını görürsünüz.

 

Yani soru net? Faizi yüzde 24’ten yüzde 14’e düşürdük de ne oldu? Yüzde 10 bu oranlar üzerinden baktığınızda çok ciddi bir hamle demektir. Peki çıktısı ne? Hadi gidin şimdi faizin yüzde kaç düşürüleceğini tartışıp, açıklandıktan sonra da kuru gürültü övünmeleri dinleyin.

 

[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum