Merkez Bankası faizleri yüzde 15 seviyesine yükseltti. Öncesinde yüzde 40’lara çıkaracağına yönelik haberlerin yapıldığı piyasada ilginç yorumlara şahit olduk. Öncelikle bunun şaşırtıcı olduğu ve yabancıların tatmin olmadığına yönelik haberler yapıldı.
Karardan evvel yazmıştım. Bu konuda Merkez Bankası’nın dolduruşa gelmemesi gerekiyordu. Çünkü finans çevreleri FED ve Avrupa Merkez Bankası’na geçiremedikleri dişi bize yöneltmişlerdi.
Birazcık ekonomik dengelerden anlayan, hatta bırakın iktisadı, biraz stratejik düşünebilme kabiliyeti olan hiç kimsenin bu kadar ani bir yükselişi beklemeyeceğini tahmin ediyorum. Çünkü bu kadar bozulmuş denge içinde yapacağınız her agresif hareket, telafisi ağır sonuçlara neden olabilir.
Bu bakımdan ben Merkez Bankası’nın yaklaşımını doğru buluyorum. Yaptığı artışla hem dengeleri birden bire bozmadı; hem de bir tür iyi niyet mektubu yazdı. Ne için? ‘Normalleşmeye adım atmaya çalışıyorum’ diyerek...
O nedenle de dövizde çok büyük bir hareketlenme olmadı. Çünkü beklentiler aklıselimin galip gelmesi yönündeydi. Şimdi tüm bunları gölgesinde yabancıların tatmin olmaması meselesine tekrar gelelim.
Öncelikle siz yabancılarla ilişkinizi nasıl kurguluyorsunuz? Gel geç, hatta vur kaç yapacak paraların mı peşindesiniz; yoksa ülkenin ekonomisini raya oturtup, hakiki ve uzun vadeli yatırım yapacak insanları mı hedefliyorsunuz?
2 binli yılların alışkanlığıyla ülkeye sıcak para sokma derdiyle hareket ederseniz, hem ağırlaşan bedeller ödersiniz; hem de o para bu ülkeye gelmez. Cebinizdeki alacak bir paraya talip olmanın kime ne faydası var?
Belki öyle bir sermaye akışı olsa dolar da gevşer. Peki biz doların gevşemesini mi istiyoruz? Hayır ne doların ne faizin şu veya bu seviyede olması peşinde olmamalıyız. Kriter alınması gereken seviyeler gerçek noktalardır.
Elbette ülkede enflasyon verisinin bile inandırıcı olmadığı bir ortamda gerçek seviyenin ne olduğunu da sorabilirsiniz. Fakat en azından makul adımlarla önce dolar / TL kurunu 25’ler civarı dinlendirebilirseniz, ardından da faizi gerçek olmasa da açıkladığınız enflasyona yaklaştırırsanız, nefes alacak zaman bulursunuz.
Sorunlar faizle, dolarla çözülecek gibi değil. Ama yanlış bir hareket yaptığınızda çözümsüzlüğe koşacak seviyede. O nedenle Merkez Bankası’nı rahat bırakmak lazım. Şayet rasyonelleşme meselesinde samimi ise, sıfır noktasına gelindiğinde, yani veriler en azından açıklanan verilerle örtüştüğünde tercihlerini tartışmalıyız. Aksi takdirde birilerini tatmin etmek için uygulanan politikalarla milyarlarca dolarımız heba oldu ve gelinen nokta ortada. Fiyasko... Bırakın bir kere de ekonominin kuralları işlesin.
[email protected]
Not: Kısa bir mola... 03 Temmuz 2023 Pazartesi günü görüşene dek iyi bayramlar...
FACEBOOK YORUMLAR