Ya soru sorarlarsa...

Ekonomiyle ilgili arka arkaya yapılan açıklamalara baktığınızda insan ne diyeceğini bilemiyor. Fuzuli demiş ya “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.” İnsan tam da bu psikolojide işin içinden çıkamıyor.

Bir kaç örnek vereyim. Ekonomist olmakla övünüp, yüzde 8 ile başı belada olanlardan bahsedip, yüzde 80 enflasyon ile hiç bir tedarik sorunu yaşanmadığını söylemek, daha da ileri gidip gerçekle ilgisi olmadığı halde, gelişmiş ülkelerde kıtlık yaşandığını belirtmek değişik bir cesaret işi.

Hadi bizim ne yaşadığımızı bilmediğimizi zannedip, makyajlı tablolarla sahte bir ekonomi anlatıyorlar da, yurtdışına gidip olmayan bir şeyi varmış gibi o insanlara anlatmak; garip.

Dünyada enflasyonla ilgili bir kaygı yaşanıyor mu? Evet... Zaten arka arkaya gelen faiz artışları da bununla mücadelenin bir başlığı olarak ortaya konuluyor. Herkes ekonomisini soğutmaya çalışıyor. Fakat anlaşılmayan ve gereksiz böbürlenmeyle taçlanan nokta şu:

O ülkelerin endişelendikleri olasılığı biz yaşıyoruz. Şayet o endişeyi anlamakta güçlük çekip, yaşadığımızın farkında değilsek, bunun açıklamasını ancak psikoloji ve sosyoloji bilimleri yapabilir. Bu nasıl bir rahatlık ve umursamazlık; anlamak güç.

Şu anda dünyada enflasyon şampiyonu olan ülke biziz ve gözüken o ki gelecek yıl da birinciliği kimselere bırakmayacağız. Tez o ya, enflasyon yerine büyümeyi tercih ettik diyelim. Orada da borçla yapılan tüketimle ve artan fiyatların baz etkisiyle ortaya çıkan bir büyüme ve kronikleşen bir satın alma gücü problemi var. Bunu da mı görmüyorsunuz?

Şimdi dünyadaki uzmanları Türkiye’de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın öncülüğünde bir zirvede toplayacağımız açıklandı. Burada Türkiye ekonomi modeli anlatılacakmış. Hangi model? Bir bankacılık ürünü ile toplu konut adı altında inşaat sektörü atılımını model diye anlatırsanız, herkes güler. Üstelik sonuç alınamadığı da bu kadar ortadayken.

Dünyadan uzmanlar gelecekmiş. Kim bu uzmanlar? O da belli değil. Bakan Nebati, Türkiye’nin modelini anlatacak. Peki düşündünüz mü? Ya soru sorarlarsa ne olacak? Gözlerdeki ışıltıdan mı bahsedecek?

Fakat endişeye kapılmayın. Onun önlemi alınmış. Madem bir model anlatacaksınız; özel oturum yapsanıza. Sonrasında soru cevap olsun. Ne gerek var? Açılış konuşması organize edilmiş, burada tek kale maç yapılacak ve komik duruma düşmeyeceğimizi umarak, sonucu şöyle özetleyeyim: Söylenip gidilecek.

Çok dramatik bir tabloyla karşı karşıyayız. Türk-İş Başkanı bile ısrarla bir mevzuyu Bakan’a anlattığını, ama anlamadığını açıklıyor; ama bizim Bakan, bizim ne olduğunu bilmediğimiz, adına model denen bir iki ürünlük uygulamayla dünyaya ders vermeye hazırlanıyor. Garip; gerçekten çok garip.
[email protected]