Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Vizyon doğru; uygulamaya bakacağız

05 Aralık 2022 - 03:47 - Güncelleme: 07 Aralık 2022 - 00:09

Hafta sonu CHP, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı adına vizyon paylaşımında bulundu. Öncelikle bu konuda yapılan yaklaşımlarda vizyon ile güncelin karıştırıldığına şahit olmak üzücü ama şaşırtıcı değildi.

Meseleyi gerçekten çözmek istiyorsanız, bir projeksiyon ortaya koymanız gerekir ki, bugün yaşanan problemler de kalıcı olarak ortadan kalksın. Kurumsal sayfalara koyarken vizyon ve misyon kısımlarını ‘başkasından kopyala yapıştır yap’ diyen bir ekosistemde bunu anlamasını beklemek mümkün mü şüpheliyim.

Ama genel itibariyle bakılırsa gerek bilim dünyasının esas alınması, gerek kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerin açıklanmış olması, gerekse de hedeflenen noktaların başlıktan finansmana doğru kurgulanması kıymetli bir fotoğraf veriyor.

Sadece çıpanın AB’ye değil, muasır medeniyetler söylemine yerleştirilmesinde fayda olduğu kanaatindeyim. Çünkü Atatürk’e atıfta bulunarak yola çıkılmasından memnuniyet duyduğum bir bakış açısında adreslendirmelerinden de kriterlere bağlanması daha akıl ve bilime uygun olacaktır.

Toplantıya katılanların yorumlarına baktığımda organizasyon hatalarından bahsediliyor ki, elbette önemli ama kriter değil. Önemli zira bu yolculuğunuzun da ne kadar sağlıklı olacağının göstergesidir, kriter değil çünkü ana konuyu oluşturmaz ve düzeltilebilir.

Genel anlamda baktığımda dönüşüm hedeflerinin kolon olarak nitelendirilen 5 ana başlıkta toplanması, başlıkları itibariyle beni tatmin etti. Endüstriyel dönüşüm, iş gücü dönüşümü, depolama ile temiz ve yenilenebilir üzerine kurgulanmış bir enerji yaklaşımı, tarım üzerine kurgulanmış bir gıda bakış açısı, hızlı istihdam artışına yönelik kurgu heyecan verici.

Kalıcı zenginleşmeden söz edilmesi ve popülizm tuzaklarından uzak durulması dinlediğimde beni memnun eden bakış açıları olarak dikkatimi çekti. Ayrıca bu yolculuğun siyasete bağlanmaması, siyaset üstü tavır alınması, 20 bin dolar kişi başı gelirin hedeflenmesi, kamunun vatandaşa 300 milyar dolar borcu olduğunun ifade edilmesi gibi alt başlıkların da kıymetli söylemler olduğunu düşünüyorum.

Örneklendirmeler yapılırken Almanya ve Çin gibi iki uç ekonomi sisteminin faydalı yanlarına atıfta bulunulması, emeği ucuzlatan politikalara itiraz edilmesi, tüm bu dönüşümün kaynağının da düşünülmesi kıymetli.

Bilhassa konu seçimleri ile dünyadaki kaynak kullandırma eğilimlerini birlikte değerlendirdiğinizde doğru yaklaşım görülüyor. Borç aramaktan vazgeçen, proje üretin bir anlayışın hakim olduğu Türkiye’nin rahatlıkla bu projelere kaynak bulacağına ben de inanıyorum.

Özetle organizasyonel sıkıntılar olmakla birlikte, ortaya konulan vizyon, uzman seçimleri, konu başlıkları, finansman yöntemleri, yol haritasının evrelere bölünmesi bakımından ben bu vizyon içeriğini beğendim.

‘Çok teorik, güncel meselelere değinmek lazım’ diye yapılan eleştirileri de duydum. Siyaseten bakıldığında haklılık payı var; ama o bu toplantının başlığı yapılsaydı kıymeti kalmazdı.

Söylemlerde o konuda da ders çalışıldığı ifade edildi. Ayrıntılarına bakarız. Eksiği fazlasıyla bence siyasetin gündeminin bu olması, ‘günlük çekişmelere kurban edilmeyecek başlıklar’ vurgusunun yapılması kıymetli diye düşünüyorum.

Buraya kadar yol haritası doğru. Vizyon olarak tartışmanın da doğru bir zeminde belirlendiğini açık. Ama elbette yetmez. Şimdi dönüp uygulamada ne yapılıp yapılmayacağına bakacağız. Yani zaman vermek gerekir.

Türkiye yerli bir otomobil yapacağını söyleyerek yola çıktığında ortaya konulan prototipi, ürün seçimini ciddi anlamda eleştirmiştim. Ardından TOGG gündeme geldi ve şöyle dedim: Bu bakış açısı ve ürün, takip etmeye; zaman vermeye değer.

Aynı şeyi bu vizyon ile ilgili de söylüyorum. Takip etmeye değer. Sonuçları ve yolculuğu görüp, olumlu olumsuz değerlendireceğiz. Yeter ki rotadan çıkılmasın. Sonrasındaki geleneksel dedikodular mı? Onlara takılacaksanız hiç yola çıkmayın.

[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum