Başbakan bütçe görüşmelerinde kalkmış Kızılderililer’e yardım ettiklerinden bahsediyor.
İktidar çok yardımsever… Somali’ye de yetiyor; Suriye’den gelenlere de… Hatta öylesine yetiyor ki, vatandaşlık veriyor; sınavsız eğitim hakkı, ücretsiz sağlık hizmeti ve iş.
Başbakan atıp tutmaya gelince yeri göğü inletiyor ama, 2 milyar dolar harcadığı Suriyeliler’in (!) kim olduğunu açıklayamıyor. Onlara özel kentler kuruyor; sınırları yol geçen hanına çeviriyor.
Fakat ne hikmetse bu yardımsever ve Barzani isimli şahısla bir olup açılım yapan iktidar, kendi ülkesinin insanını görmekten aciz. Yardım paketleri adı altında dağıttığı kömür, beyaz eşya gibi YSK’nın göz yumduğu seçim rüşvetlerini saymazsanız, dara düşeni tanımıyor.
Ne işsizi, ne öğrenciyi, ne hak arayanı, ne çiftçiyi ne de depremde mağdur olanı… Çakma büyümelerden bahsediyor; yandaş basın üzerinden 16 çeyrek büyümeleri anlatıyor; Avrupa’nın yerlerde süründüğünü dile getiriyor; ama satınalma paritesi açısından Avrupa’da sondan sekizinci olduğumuzu es geçiyor.
Bu ülke bir Van gerçeği yaşadı ki, insanın anlatırken bile boğazı düğümleniyor. 2011 yılındaki deprem sonrasında vatandaşla yetkili birimlere giden bir yurttaş, gelip şahit olduklarını TV programımda anlatmıştı.
Açıkta kalan ailesi için çadır isteyen bir vatandaşın iktidarın valisine gittiğinde AKP’ye üyelik şartı arandığını, belediyeye gittiğinde de Kürtçe bilip bilmediğinin sorulduğunu paylaştı. Oysa adamın tek istediği ailesini barındıracağı bir çadır. İki kapıdan da eli boş dönüyor.
Peki aradan 2 yıl geçmiş olmasına rağmen durum ne? İşte bölgeden aktarılan Radikal’den Elif İnce imzalı habere yansıyan tespitler:
“Deprem sonrasında kurulan 34 konteynır kentten 4’ünde Van Valiliği’nin rakamlarına göre halâ 255 aile yaşamaktadır. Buna rağmen valilik konteynır kentleri boşaltmak için elektrikleri ve suyu kesti,sosyalalanları kaldırdı.
Van’da AFAD verilerine göre 19 bin yapı yıkılması gerekiyor. Şimdiye kadar 12 bin yapı yıkıldı. Van’da hâlâ güçlendirilmeyi bekleyen 10 bin yapı bulunuyor.TOKİ konutlarıyla konut sahibi olan bazı kişiler konutlara yerleşmedi. TOKİ’de yaşamanın dört kişilik bir aileye ek masrafı toplamda aylık 980 TL’yi bulmaktadır. Asgari ücretle geçinen bir ailenin bu masrafları karşılaması mümkün değil.
Deprem sonrasında sadece Van merkezde en az 50 okul hasar gördü; bu okullardan bazıları yıkıldı, bazıları da güçlendirildi. Ancak depremin 2. yılı dolmasına rağmen eğitim binalarındaki sorunların giderildiğinden söz etmek mümkün değil. Nitekim bazı okulların halen temeli bile atılmadı. Prefabrikte eğitim süren yerler bile var.”
Ve bu soğukta, kışın tam ortasında 15 aile kaldıkları konteynırdan çıkarılarak sokağa atıldı. İnsanlar halen büyükşehirlerde Van için yardım topluyor. İhtiyaç listesindeki sadece battaniye bile oradaki dramı gözler önüne seriyor. Depremdeki ihmaller, kentsel dönüşüm yapılmış binaların yıkılması, Bakan dahil vali ve yetkililer güvence verdikten sonra çöken otel ve iktidarın kamu yetkililerini yargılanmasını önünü tıkaması da cabası…
Şimdi sağa sola caka satıp naylon kahramanlıklar sergileyen iktidara seslenmek istiyorum: Van Minute… Siz Meclis’in ortasında küfürleşirken, insanlar orada donma tehlikesi yaşıyor.
Kimliği belirsiz kişilere 2 milyar dolar harcayacağınıza orada bir köy bile değil, il var uzakta, dönüp bakın. VAN minute beyler VAN! Ne yapıyormuş bu iktidar? Kızılderililer’e hizmet götürüyormuş. Ne götürüldüğünü bilemem ama, dönüp önce kendi insanınıza bakın.
Para hırsının, çevre katliamının sonu yok. Göstermelik şovlar yapıp, talan ekonomisi uygulayıp, çakma siyasetçilerle Diyarbakır’da barış türküleri söylemeniz hiçbir anlam ifade etmiyor. Barışacağınız ve yardım götüreceğiniz insanlar Van’da, Suriye’de ya da ABD’de değil.
FACEBOOK YORUMLAR