Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

ÜFE buhar oldu

04 Nisan 2023 - 10:53

Türkiye’de açıklanan Mart ayı enflasyonu kendi içinde dramatik bilgilerle dolu. Öncelikle hayatın bu kadar hızla pahalı hale geldiği ve yaşam maliyetlerinin yükseldiği, buna karşılık satın alma gücünün hızla eridiği bir ortamda enflasyonun artış hızının azaldığını söylemek hiç inandırıcı değil.

Ama bundan daha önemlisi, gerek tüketicinin yaptığı raf enflasyonu hesaplaması, gerekse de ENAG’ın açıkladığı yıllık enflasyon, hatta aylık artışlara bile baksanız, aradaki uçurumun hızla arttığına ve büyük bir fakirleşmenin habercisi olduğuna şahit oluyorsunuz.

Lakin tüm bunların gölgesinde anlamadığım bir husus var. Kimsenin dikkate almadığı üretici enflasyonu… İddia o ki, üretici ve tüketici arasındaki fark yüzde 12 seviyesinin bile altına indi.

Şu an itibariyle ÜFE’nin Mart ayında yüzde 62,4 oranında açıklandığını görüyoruz. Ama çok değil, sadece üç ay önce Aralık 2022’de üretici fiyatları endeksi yüzde 97,2 idi. Yani bu mantıkla yola çıkarsak ve sahadaki maliyet artışlarını yok sayarsak, enflasyonun artış hızında yüzde 35’lik bir iyileşme olduğunu görüyoruz.

Peki soru şu: Nereye gitti bu maliyet farkı? Üretici enflasyonu ile tüketici enflasyonu arasındaki fark, yansıtılamayan maliyet anlamına gelir. Aralık 2022’de tüketici enflasyonu neydi? Yüzde 64,27.

Bu rakamlardan yola çıkarsak, üreticinin yansıtamadığı yüzde 33’lük bir fark olduğunu görüyoruz. Gerçeklerin çok daha farklı ve yüksek oranlarda olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama TÜİK rakamlarını bile doğru kabul etsek ortada yanıtlanması gereken bir soru var.

Bu zaman içerisinde, yani son üç ayda üreticinin yüzde 35 enflasyon farkı nereye gitti? Diyelim ki yüzde 12’si halen üretici ve tüketici fiyatları arasında duruyor. Bu durumda maliyetlerin yansıtılmış olması gerekir. Ne kadar? Yüzde 21.

Ama ortaya konulan veriler tüketici enflasyonunda da gerilemeye işaret ediyor. Bugün itibariyle tüketici enflasyonu sadece bu farkı esas alsanız, bugünkü değer üzerinden yüzde 72, o günkü değer üzerinden de yüzde 85 olması gerekir.

Yani üreticinin enflasyonunun, tüketicinin rakamının arkasına düşmüş olması lazım. Peki üretici maliyetlerini fiyatlara yansıttıysa, tüketicinin enflasyonu nasıl yüzde 50 seviyesinde açıklanabiliyor?

Bu tam bir matematik mucizesi… Şayet ortada bir mucize yoksa, tüketicinin enflasyon hızının da gerilediğini kabul edeceksek, yüzde 35 üretici enflasyonu nereye gitti? Neden kimse bunu sorgulamıyor?

Ya ortadaki enflasyon rakamlarının gerçek olmadığını kabul edeceksiniz ya da üreticinin zam yapmayıp, çok ciddi bir sermaye erimesi yaşadığını, bunu karşılamak için yüksek miktarlardan borçlandığını ve önümüzdeki en büyük tehlikenin de aşırı işsizlik olduğunu kabul edeceksiniz. Ama TÜİK’e bakarsanız işsizlik de düşüyor. Şimdi bir karar verin hangisi doğru? Çünkü bu hesap tutmuyor.
[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum