Koca bir ülke enflasyon konusunda anlaşamadık. Gerçekten geçim sıkıntısıyla kimsenin ilgilenmediği bir resim içerisinde, doğru rakamın ne olduğunu bulmaya çalışıyoruz.
Merkez Bankası beklenti anketinde enflasyon öngörüsünü yükselterek yüzde 65’e çıkarmayı başarmışken, ekonomi yönetimi enflasyonun düşeceğini iddia ediyor; ama baz etkisiyle bile olsa düşme ihtimalinin giderek azaldığını dile getirmiyor.
Bakan ve Cumhurbaşkanı enflasyonun düşeceğini söylüyor, ama zamanı konusunu sürekli öteliyor. Biliyorsunuz bu mesele Nisan Mart’tan, Mayıs Nisan’dan diyerek başlamıştı ve o bir sonraki ayda gerçekleşmesi beklenen iyileşme bir türlü hayatımıza girmedi. Aksi tablo ise git gide ağırlaştı.
Ekim ayı enflasyonu açıklandı. TÜİK’e göre tüketici fiyatları ile yıllık yüzde 85,5 rakamını bulduk. Üretici fiyatlarındaki artış ise daha dramatik. Yüzde 157,6. Aradaki farkın 74 puana çıktığını, yüzdesel anlamda açıklanan tüketici enflasyonuna yakın bir yansıtılamayan maliyet olduğunu görüyoruz.
17 aydır aralıksız yükselen bir enflasyona karşılık, çok kısa süre önce yüzde 8’lerden yüzde 157’nin üzerine çıkmış bir üretici enflasyonu ise gölgede bırakılıyor. Ama söyleme baktığınızda enflasyon artış hızı düşecek.
Tüm dünyada enflasyon artıyor; bunun için faiz de dahil önlemler alınıyor; ama biz algıyla enflasyonun düşeceğini ya da yükselişin nedeninin de bu olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Güler misin; ağlar mısın?
Ekim ayı itibariyle ENAG”ın açıkladığı enflasyon, aylık bazda TÜİK’in duyurduğunun iki katı ve yüzde 7’leri aşmış halde; ama yıllık bazda da yüzde 185... Arada resmi istatistik ile 100 puan ve yüzde 120’ye yakın sapma var.
Tüketici Birliği Federasyonu’nun market raf enflasyonuna bakıyorsunuz, sadece gıda ve hijyen malzemesi yüzde 88’i işaret ediyor. Yani TÜİK’in açıkladığı toplam enflasyondan yüzde 3 yukarıda.
DİSK-AR, en yoksul yüzde 20’lik grubun enflasyonunun ise yüzde 146’ya vurduğunu söylüyor. Vatandaşın yaşadığı satın alma gücü yıpranması ve geçim zorluğu üzerinden de konuyu okursanız, açıklanan TÜFE’yi etkileşim şiddetiyle birlikte okuduğunuzda yüzde 200’lerin üzerini bulursunuz.
Fakat tüm bu rakam karmaşasına karşılık ekonomi yönetimi düşecek bir enflasyonda ısrarlı olduğu gibi, resmi olarak da enflasyonun yüzde 85,5 olduğunu belirtiyor. Fakat aynı TÜİK’in baz ölçüleri 2023 yeniden değerleme oranı için hesaplandığında, itiraf geliyor. Haber şu:
“Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ekim ayı enflasyon verileri ile birlikte 2022 yılı yeniden değerleme oranı da belli oldu. Yeniden değerleme oranı yüzde 122,93 olarak açıklandı. Geçen yıl yeniden değerleme oranı yüzde 36,20 seviyesinde çıkmıştı.’
Yani maaşlara zam konuşulacağı anda yüzde 85 ve mümkünse daha azı, vergi ve harçlara zam yapılacağı zaman yüzde 123 öyle mi? İşin etik tartışmasını bir kenara koyun ve gerçeğe bakın. Bu resmen üç haneli enflasyonun kabulü ve itirafıdır.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR