Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Türkiye tarihinde ilk

30 Mart 2023 - 00:14

Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’e emekliler ile ilgili bir düzenleme beklentisi olduğu, Cumhurbaşkanı ile bir araya geldiğinde konunun gündeme gelip gelmediği soruluyor. O da ‘yaptık’ diyerek cevaplıyor.

Arkasından da açıklamasına devam ediyor. “İnceleyin bakın, Türkiye tarihinde ilk kez en düşük emekli maaşı 7 bin 500 TL oldu ve bundan 10 milyon insan yararlanacak.” Meseleyi dümdüz okuduğunuzda takdir edeseniz geliyor.

Fakat düşünmeye başladığınızda ülkedeki Bakan olarak görev yapanların hesap bilmediği ya da daha kötüsü bilse bile işine geldiği gibi konuştuğu sonucu ortaya çıkıyor. Yılların klişesi vardır. ‘Nicelik mi nitelik mi’ tartışmasının göbeğinde esas olanın nitelik olduğu aklı selimin kabul ettiği esastır.

Bir kişinin 7 bin 500 TL’yi ilk kez almasının hiç bir önemi yok. Hatta 70 bin TL almasının da anlamı yok. Buradaki değerlendirme 1 TL’si ile ne alıp ne alamadığıyla, yani satın alma gücüyle ilgilidir. Bakan Bilgin ya bunu bilmiyor ya da bilmemezlikten geliyor.

Asgari ücret meselesi de aynı konuşmada gündeme geliyor. Oradaki yanıtı da büyük skandal. Diyor ki: “Asgari ücret şu an 8 bin 500 TL. Önümüzdeki aylarda enflasyon düşünce artış yapmaya da gerek kalmayacak. Temmuz ayında buna bakacağız. Şu an için gündemimizde yok.”

Derdim arttırılması ya da arttırılmaması değil. Öncelikle asgari ücretin açlık sınırında olması ve bunun ülkede bir ortalama ücret haline dönüştüğü gerçeğinin yok sayılması garip, yine dönüyoruz o 1 TL’nin satın alma gücünü…

Ama bundan daha vahim olanın ise, ülkenin Bakan koltuğunda oturanın açıklanan değeri enflasyon zannediyor olması. Diyelim ki Bakan Bilgin haklı çıktı ve enflasyon yaz başlarında yüzde 20 oldu.

Peki bu sorunu ortadan kaldırıyor mu? Resmi olarak yüzde 80’leri gören, gerçek hayatta çok daha yukarılara çıkıp yüzde 200’ler ortalamasını geçen bir enflasyonda vatandaşın satın alma gücündeki yıpranma ortadan kalkmıyor ki…

Zaten sene başında gerçek olmayan bir enflasyonla zam vererek insanların cebindeki para çalındı. Üstüne de yine gerçek olmayan enflasyon rakamlarıyla çalınmaya devam ediliyor. Bitti mi? Hayır…

Yine örneğe dönelim. Diyelim ki Bilgin haklı çıktı ve enflasyon temmuzda yüzde 20 olarak açıklandı. Bu nedir? Bu, enflasyonun artış hızındaki yavaşlamadır. Yani mevcut yıpranmayı yok etmediği gibi, yüzde 20’de olsa yıpratmaya devam ettiği anlamına gelir. Yine yani enflasyon yüzde 20 olmaz, enflasyonun artış hızı yüzde 20 olur.

Ama çalışma hayatını yönettiği belirtilen makamdaki bir kişinin daha bundan haberi yoksa, daha neyi tartışacaksınız? Aslında bu durum Vedat Bilgin özelinde değil; her konuda karşımıza aynı mantıkla çıkıyor.

Dünyanın ya da Avrupa’nın en büyük adalet saraylarını inşa edip, ülkede adalete olan güvenin sarsılması da aynı, 254 milyar dolar ihracat yapmakla övünüp, günün sonunda bundan daha fazla ithalat gerçekleştirerek 110 milyar dolar zarar yapmak da aynı.

Bütçedeki tahakkuk edene, ama tahsil edilemeyen gelirlerle bütçe açığı makyajlamak da aynı, tahsil edilemeyen borçları yapılandırıp, aradaki kaybı bütçe gelirlerinden düşmemek de aynı. Sürekli ‘Türkiye’de bir ilk’ söylemi altında saçma bir algı yönetiliyor.

Bir şeyin Türkiye’de ilk olmasının önemi yok. O ilk, ülkeye ve insanlara ne getiriyor; önemli olan bu. Bunu anlayamadıkları için zaten ekonomiyi içinden çıkılmaz bir hale sokmadılar mı?

[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum