Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Türkiye'nin ekonomik endişesi

05 Mayıs 2020 - 13:41

Virüs süreci, ücretsiz izinler, ekonomide ortaya çıkan tablo ve daha birçok faktörü alt alta koyduğunuzda, ekonomi yönetiminin söylemleriyle örtüşmeyen bir vatandaş fotoğrafı görmezden gelinemeyecek kadar önemli bir başlık.
 
Siz ne anlatırsanız anlatın, hangi moral motivasyon yaklaşımlarında bulunursanız bulunun, söz konusu olan sofraya gelen ya da gelemeyen çorba, ödenebilen ya da önemeyen fatura ise söylediklerinizin tamamını yok hükmünde kılar.
 
Elbette umudumuzu kaybetmeyelim. Ama bu umudun yeşertilebilmesi için tek bir başlık var. İnsanların kendilerini bu süreçte güvende hissetmeleri. İktidar ne söylerse ya da ne yaparsa yapsın, pazarda hatta şimdi evde vatandaşın yaşadığı esastır.
 
Yani sizin ne söylediğiniz değil, hitap ettiğiniz kişinin ne yaşadığı önem kazanır. Peki bunu nasıl anlayacağız? Esasen normal insanlar arasında yaşayanların bire bir şahit olduğu bir durum. Sırça bir köşkte yaşamıyorsanız, endişeleri, olasılıkları, beklentileri bire bir görüyorsunuz.
 
Araya bir dip not koyalım. İşte sadece bu nedenle bile gerçek basın çok önemlidir. İktidara sahip olanların yanlarında bulundurduklarının, farklı gerekçelerle gerçekleri gizleme ve yaranma duygusu, bir süre sonra yetkili ile ona o yetkiyi emanet vere yurttaş arasındaki köprünün yıkılmasına neden olur.
 
Bugünkü iletişim çağında, insanların dünyadan ve kendi ülkesinde yaşananlardan rahatlıkla haberdar olduğu bir ortamda, yaratılan medya yapısı içerisinde farklı söylemlerde bulunmak yeterli gelmez. Normal zamanlarda vatandaş bunu yine abartı olarak bilir; ama çok önemsemez.
 
Lakin söz konusu olan hane içi geçim sıkıntıysa, artık tüm medyadan bile aynı sesi yaysanız, sonuç almanız mümkün değildir. Zaten son yıllarda bozulan alım gücü, ekonomik sıkıntılar ve benzeri problemler alarm zillerini çaldırıyordu. Ama bunları farklı metotlarla, göstermelik destekler, söylemler, yaratılan korku ortamı ya da gündem değiştirme yöntemiyle geçici olarak idare etmek mümkündü.
 
Fakat pandemi süreci gerçek hayatı vatandaşa iliklerine kadar hissettirdiği için, işi söylemle yönetmek mümkün olmuyor. Nitekim tüm başarı ve destek söylemlerine rağmen, IPSOS şirketinin yaptığı bir araştırma bu gerçeği ülkenin önüne koyuyor.
 
Bu araştırmaya göre, toplumun yaklaşık yüzde 90’ı, şahsi ekonomisine dair endişe duyduğunu söylüyor. Yine araştırmanın sonuçları bize sağlık korkusunun, yerini işsizlik ve geçim endişesine bıraktığını anlatıyor.
 
Temel amacın ihtiyaçları gidermek olarak ortaya çıktığı araştırmaya göre, önümüzdeki yıllarda dünyada ve Türkiye’de gündemi bu başlıklar belirlemeye devam edecek. Ez cümle, artık kuru lafı bırakıp, rotayı insanların temel ihtiyaçlarına ve iş-aş güven dengesine çevirmek durumundayız. Ne güzel söylemiş atalarımız değil mi? “Boş laf karın doyurmaz.” Anlaşılan o ki tam da yaşanan bu.
 
[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum