Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

TOSYÖV raporundaki kritik uyarı

04 Haziran 2020 - 11:19

Ülkemizde reel sektörün röntgenini çekmek istersek, şüphe yok ki küçük ve orta boy işletmelerin durumuna mercek tutmamız gerekir. Bilhassa pandemi sürecinin etkilerinin ortaya konulması, nasıl önlemler alınması gerektiğini de bize anlatacaktır.
 
KOBİ’ler ve küçük işletmeler neden önemli? Sadece ekonominin dinamosu olduğundan değil, aynı zamanda istihdamdan tedarik zincirinin güvenliğine kadar pek çok başlığı da sırtlayıp götürmeleri nedeniyle kritik roldedir.
 
Ülkemizde bu tip işletmeleri en iyi temsil eden kurumların başında ise TOSYÖV geliyor. İş dünyasının sivil inisiyatifinin KOBİ’ler hakkında çekeceği resim önem taşıyor. Nitekim bir çalışma grubu kurularak bir inceleme yapıldığını ve Ankara Sanayi Odası’ndaki basın açıklamasıyla da sonuçlarının paylaşıldığını görüyoruz.
 
Öncelikle çalışmayı yapan ekip çok kıymetli... Ekonomiden Sorumlu Devlet eski Bakanları Prof. Dr. Işın Çelebi ve Ayfer Yılmaz, Sanayi ve Ticaret eski Bakanları Ali Coşkun ve Ahmet Kenan Tanrıkulu, KOSGEB eski Başkanı ve 20. Dönem Denizli Milletvekili Hilmi Develi, Rekabet Kurulu eski Başkanı Prof. Dr. Taner Müftüoğlu, TOBB ETÜ İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ramazan Aktaş ve Dünya Gazetesi Ankara Temsilcisi Ferit Parlak.
 
İsimleri bilhassa paylaştım ki, sözüne özüne güvenilir bir ekipten çıkan tespitler olduğu ortaya konulsun ve siyaset üstü bir tavır sergilendiği belirginleşsin diye. Rapor oldukça detaylı ve tespitler, sorunlar kadar çözüm önerileri de var. Fakat içlerinde en büyük alarm şu cümlede gizli:
 
“Kısa vadeli kredi çözümlerinin pansuman etkisi yaratacağını, ödemesiz dönemi uzun ve uygun faiz oranları ile uzun vadeli kredi olanakları yaratılması gerektiğini düşünüyoruz.”
 
Niye önemli; çünkü bunun altını besleyen gerekliliklerde borçlanmanın iş geliştirmeye yönelik yapılması gerektiğinden, kamunun alacaklarını uzun vadeli ertelemesi gereğine kadar bir çok hususun da paylaşılması ihmal edilmemiş.
 
Arzu edenler ayrıntılarıyla bu çalışmanın sonuçlarını inceleyebilir. Ama benim bu kıymetli ekibin çalışmasından ve naif uyarılarından anladığım ne?
 
Türk reel sektörü, söylendiğinin aksine görünenden çok daha büyük bir sıkıntı içinde. Ötelemeler ve yükümlülüklerin zamanı kesiştiğinde de bunu kaldıracak durumu yok. Yani gerçekten çözüme yönelik bir planlama yapmaz ve buna yönelik hamleleri de hayata geçirmezsek risk çok büyük.
 
Bir tarafta patlayan icra dosyalarını, iflasları, öte tarafta da kontrolden çıkan işsizliği ve kırılan ödemeler zincirini yaşarız. Bunların da etkisi en alakasız ticaret erbabından holdinglere, bankalardan illegal tahsilat riskine kadar bir çok alanda sorun ortaya çıkar.
 
Bu nedenle ekonomi yönetimi, kendi yarattığı rakamlar üzerinden övünme seremonisini bir an önce bırakıp, reel sektörün gerçeklerine, ihtiyaçlarına ve yaklaşan büyük fırtınaya kulak vermelidir. Yoksa telafisi zor ve yönetilemez bir tablo, hayal dünyasında yaratılan kağıt üstü ekonomiyi çok çabuk çökertir ve faturayı arttırır.
[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum