Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Tape...

03 Kasım 2014 - 19:27

Başbakan Ahmet Davutoğlu, iş cinayetlerine ve iş güvenliği ile ilgili yaşanan sorunlara karşı çözümü buldu. İş kazalarıyla ilgili özel bir telefon hattı kuruluyor; gelen şikâyetler üzerine harekete geçilecek.

 

Türkiye’de insanların işini kaybetmemek için sendikaya üye olmaktan korktuğu, öğle yemeğinin ya da servisinin kesilmesine ses çıkaramadığı, iş güvenliği ile ilgili skandalların göz önünde yaşandığı bir ortamda bunu çözüm olarak sunuyorlar.

 

Aslında Fransa’da, Almanya’da böyle bir iş yapsanız tutar. Yani yapılan atılım külliyen yanlış değil. Ama gerekli şartlar sağlanmadan, güvenceler oluşturulmadan sadece ‘cambaza bak’ olarak kalıyor.

 

Başbakan Davutoğlu bunu anlatırken sitem de etti. İşçi niye kendisini aramamış? Bir haberleri olsaymış gerekeni yaparlarmış. Ne yapacak bundan sonra işçiler, Davutoğlu’nu mu arayacak? Hadi bir hayal kuralım ve tapesini yayınlayalım.

 

İşçi Başbakan’ı arar; görüşmek istediğini belirtir. Konuyu sorarlar ve öğrenince de bir birime aktarırlar. Sorun çözülmez. Israrla tekrar arar; bu kez biraz sinirlidir özel kaleme aktarırlar. Aradan zaman geçer vatandaş biraz daha sinirlenmiş olarak arar; defalarca bu böyle sürüp gider. Yani bugün git yarın gelin teknolojik versiyonu…

 

Olur ya bir gün basını yanına alarak Ahmet Davutoğlu işçiye geri dönüş yapar. Aylardır Başbakan’a ulaşamayan işçi önce afallar, sonra ihbarını yapar. “Sayın Başbakan bizim için kurulan hatta karşımıza çağrı merkezi çıkıyor. O numaraya bas, bu numaraya bas derken maaşın yarısı gitti.”

 

Başbakan Davutoğlu, hemen o işçinin masrafının ödenmesi emrini verir. Ertesi gün manşetlere çıkmayı hayal eder. Sonra sorar: İş güvenliği ile ilgili sıkıntın var mı? İşçi cevap verir: Hiçbir şey düzelmedi. Davutoğlu çıkışır: Ben onlara sorarım.

 

Gerçekten de hemen arkasından işverene telefon açar. Bilmem kimin tanıdığıdır. Kibarca “Arkadaşım bu işler böyle olmuyor. Basına malzeme olmayın. Sonra birileri ölüyor; biz de açıklama yapmak zorunda kalıyoruz” der. Patron ‘tamam’ deyip havuza para vaadiyle veda eder.

 

İşçiye geri dönüş yapılır ve Başbakan’ın gerekli uyarıyı yaptığı ve bilgilendirme için bu telefonun açıldığı söylenir. Ertesi gün işçi kapının önüne konulur. Bir başka ölmeye aday insana yerini bırakarak.

 

Eğer bir ülkede iş kazasına önlem Bakan’ın denk geldiği şekliyle yürüyor; Cumhurbaşkanı kendi çıkarttığı yasayı uygulamak için kafeteryaya ceza kesiyor; ama insan katliamı yapılan işletmelere dokunamıyorsa; o ülkede ölmek değil, ölmemek kaderdir.

 

Telefon görüşmesinin sonucunu mu merak ediyorsunuz? Ona da hayali ama hiç de imkânsız olmayan bir tape yazalım. İşçi durumu şikâyet etmek için ilgili hattı arar. Karşıda telesekreter şunu söyler: Aradığınız kişiye ulaşılamıyor…

 

 

[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum