Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Taç çizgisi tüm dünya

28 Şubat 2024 - 21:34

Türkiye gerçekten garip bir ülke. Şöyle düşünün ki son derece geniş yetkilerle donanmış ve halkının alım gücünün üzerinde bir bütçeyi kullanan ve yok pahasıyla yaşayan insanlardan, dolaylı yoldan vergi toplayan bir iktidarınız var ama hiçbir şeyden sorumlu değil.

Lütfen bir an için bunun kendi çalıştığınız şirkette olduğunu düşünün. Hangi üst düzey yetkiliye böyle bir oyun alanı verilir? Profesyonellere güven esastır ama güven de kontrol ve denetim ile otokontrol altına alınır.

Hatta bu şirketlerde denetim çok daha sıkı periyotlarda yapılır. Her çeyrek diliminde ortaya konulan raporlarla hedefler ve yol haritalarıyla ilgili sağlama gerçekleştirilir ve bunun bütçedeki harcamalar kalemindeki karşılığına, verimliliğine bakılır.

Sistematik olarak hatalar yapan ve şirketi zarara sokan bir yöneticinin acaba kaç çeyrek orada kalması mümkün olabilir? Bizde tam 22 yıldır duruyor. İnanılması güç ama bütçeyi kullanmada, hatta aşmada son derece mahir ve yetkili, fakat bunun hesabını vermeye kalkınca ortadan toz olan bir siyasetle yönetiliyoruz.

Düşünün tekrar... Bir yönetici yaşanan tüm olumsuzluklara ne kadar süre bahane bulabilir? İş hayatında yaşam çizgisinin çok kısa olacağı açık. Çünkü sürekli zarara neden olan ve bir gün söylediği ile öteki gün konuştuğu tutmayan hiç kimseye senelerce tahammül edilmez.

Hal böyleyken söz konusu olan devlet bütçesi olunca, ‘oy aldık’ sözünün ardına sığınılarak her şey yapılıyor. Hiç kimse bir iktidara yanlış yapsın ya da devleti zarara uğratsın diye yetki vermez veya alınan yetkilerle kuralların dışına çıkmasına hoş gözle bakmaz.

Fakat ülkede insanları öyle bir taraftarlık psikolojisine soktular ki, adeta takımına söz söyleyene reaksiyon veren kişiler şeklinde bir de aralarında kavga ediyorlar. Sorunlar bariz bir şekilde ortaya saçılıp, bunun hesabını verme noktasına gelince de topu taca atıyorlar.

Son taç çizgisi dünya… Enflasyondan bahsediyorsunuz; dünyaya da var. Satın alma gücündeki düşüşten söz ediyorsunuz; dünyada da var. İhracat pazarlarındaki daralmanın rekabetçilik üzerindeki etkisine değiniyorsunuz; dünyada da var.

Elbette entegre bir ekonominin dünyadaki koşullardan ayrı olarak yaşaması mümkün değil. Lakin elma ile armudu karşılaştırmaya kalkıp, aradan sıyrılmaya kalktığınız zaman sıkıntı oluyor.

Mesela finansa ihtiyacımız var. Dünyada da bir parasal sıkılaşma olduğundan söz ediliyor ama 128 milyar dolardan başlayan süreçte mevcut kaynakların nasıl çar çur edildiğinin hesabı verilmiyor.

Enflasyondan söz ediyorsunuz, hemen savunmaya geçiyorlar. Ama dünyanın korktuğu enflasyon oranlarının bizim yaşadığımız olduğunu, bunun da ciddi ekonomi yönetimi hatalarından kaynaklandığını görmüyorlar. Hemen aradan sıyrılmanın yollarını arıyorlar.

Satın alma gücündeki düşüşten söz ediyorsunuz, utanmadan Avrupa’daki ülkelerin battaniye altında yaşadığından, sıra beklediğinden ya da aç olduğundan söz ediliyor. Türkiye gibi pasaport yüzdesi yerlerde sürünen ülkelerde bunu yönetmek kolaydır. Fakat bu bilgi ve iletişim çağında insanları nasıl kandırıyorlar; işte orası kendi içinde bir başarı (!) öyküsü.

Dinamiklerin aynı olmadığı, gerekçelerin benzeşmediği, sorunun nedenlerinden çözüm yollarına kadar hiçbir şeyin örtüşmediği bir yapı içerisinde sütten çıkmış ak kaşık yöneticilerimiz var. Onlara göre her şey dünyadan kaynaklı.

Ne güzel söylemiş Mevlâna: Sütten çıkmış bütün kaşıklar aktır. Önemli olan içinden çıktığı sütü ak bırakmaktır.

[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum