Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Sanayiciden hem uyarı; hem formül

19 Nisan 2020 - 22:53

Piyasalarda sürecin etkilerini takip etmeye devam edenler farkında ki, bir tarafta iş hacmindeki düşüklük, diğer tarafta ihraç edilen malın tutarı üzerinden öne sürülen pazarlıklar can sıkmaya devam ediyor.
 
Ödemeler zincirinin kırılması, maaştan kredi borcuna, girdilerdeki sabit maliyetlerden tahsilata kadar birçok başlık bu çerçevede sadece bugün için değil, ileriye yönelik de önemli bir uyarının kapısını çalıyor.
 
Ekonomi yönetimi bunun karşılığında kredi mekanizmasını harekete geçirmeye çalışsa da, hem kaynak yetersizliği, hem de firmaların bilançolarının sorunlu yapısı büyük ölçüde ulaşımı zorlaştırırken, krediye ulaşanlar da arzu ettiklerinin çok daha altında tekliflerle muhatap oluyorlar.
 
Türk reel sektörünü dünyadan ayıran en önemli başlık ise vadeli satışlar. Bir tarafta çek karşılığı yapılan vadeliler, öte tarafta açık hesap üzerinden cariler, alacağı varken firmaları zor durumda bırakır noktada.
 
Açık hesaplara şu an için yapacak bir şey yok. Belki de sektör dernekleri bu aşamada devreye girip, prensiplerin hayata geçmesini sağlayacak tavsiyeler öne sürebilirler. Ama ısıl çeklerle ilgili problem ortada.
 
Ne düzenleme yaparsanız yapın, buradaki sorun ödemeler sorununun büyümesi gerçeğini değiştirmiyor. İstanbul Ticaret Odası eski Meclis Üyeleri’nden, iş insanı Ali Fatinoğlu’nun bu konudaki bir uyarısı var.
 
İş dünyasına kredi verme formülünün hatalı olduğunu belirten Fatinoğlu, piyasaların dönmesi ve ticaretin dönmesi için Dünya Gazetesi’ne verdiği röportajda çekler konusunda destek verilmesi gereğine dikkat çekti.
 
Kötü niyetlilerin bu dönemi kullandığını ve çekleri ödemekten imtina edince, zincirleme olarak piyasada etki yarattığını söyleyen Fatinoğlu’nun önerisi şu: “Devlet, tahsil edilemeyen bankadaki çeki sorgulatacak, fatura karşılığı olduğunu belgeleyen alacaklıya ödemeyi bankalar aracılığıyla yapacak. Borçlu firmaya da iki ya da üç ay sonra bu parayı bana bankalar aracılığıyla öde diyecek. Devlet her şeye bir dakikada el koyabildiği için ödediği paranın çoğunu tahsil eder. Ama alacaklı çok uzun süre edemez. Piyasalar da maalesef durur.”
 
Son derece dikkate değer bir çözüm önerisi... Ayrıca yine geçen hafta sürecinde görüştüğüm farklı sektör mensuplarının da sürecin adeta adı konulmamış bir konkordatoya gittiğine dikkat çekmesi önemliydi.
 
Birçok iş insanı piyasaların hareketlenmesi için, tıpkı Fatinoğlu gibi rastgele destekler vermek yerine perakende satış noktalarına ve bu şirketlere, ödemelerini yapmak ve kontrol etmek kaydıyla kaynak aktarılmasını öneriyor.
 
Çünkü perakende noktasından başlayan ödemeler zincirinin, üreticisinden toptancısına kadar tedarik zincirini bir anda rahatlatacağı öngörülüyor. Bence de gelişigüzel ve sonucu belli olmayan bir yöntem yerine, ödemeler zincirini hareketlendirecek bu tarz bir yaklaşım, daha etkili sonuçlar doğurabilir.
 
Ekonomi yönetiminin bunu dikkate almasından fayda olduğunu düşünüyorum. Çünkü buraya neşter vurulamaz ve çözüm getirilemezse, bir tarafta batan firmalar gerçeğini yaşayacağız. Öte taraftaki olasılık ise daha ürkütücü.
 
90’larda çok öne çıkan ve daha sonra üstesinden gelinen çek senet mafyası, yani illegalite gerçeği önümüze gelir ki, bunun kazananı olmadığı gibi, piyasalarda da telafisi zor yaralar açarken, toplumsal bir yarayı da peşine takar. Bence bu önerileri dikkate almakta fayda var.
 
[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum