Türkiye’nin nedense bir türlü çözülemeyen sorunlarının başında taksilerin sadece plakalarına sahip olanların yarattığı garip kaos geliyor. Bu kişilerin çoğu taksici esnaf değil. Salt plakalara sahipler ve meseleyi bir yatırım aracına döndürerek gerçekten taksicilik yapan plaka sahiplerinin ve şoförlerin de ekmeğine, gelişimine mani oluyorlar.
Her şeyi plaka fiyatları üzerinden kurgulayan, şımarık borsa yatırımcılarına benzeyen bu kesim ne kural tanıyor ne kanun… Yasada sadece taksici esnafı olanın, sadece bir plaka sahibi olması hakkı tanındığı halde, onlarca plakaya sahip olup, daha kötüsü taksicilik de yapmıyorlar.
Trilyonlarca liralık taksi plakasına sahip olmalarına rağmen, herhangi bir gider tanımaksızın şoförlerden günlük aidatlarının peşine düşen bu kesim, üstelik sadece götürü usülden vergi ödüyor.
Esnaflık nedir? Nasiptir… O gün yaptığınız iş hacmi sizin gelirinizi belirler. Ama yüzde 90’ı direksiyon başına geçmediği için iş olmuş, olmamış, yakıt artmış, artmamış hiç biri onlar için önemli değil. Akşam olduğunda günlük kiralama paralarını alıyorlar.
Bu arada şoför evine ekmek götürebiliyor mu; sigorta primini yatırabiliyor mu; iş yaptı mı, yapmadı mı kesinlikle umurlarında değil. Bu sorunlar gündeme geldiğinde şoföre dedikleri tek şey ‘sen git, kapıda onlarcası var.”
Zaten bu durum, gerçek mesleği şoförlük olmayan, niteliksiz, hatta adres bile bilmeyen, gideceği yeri sorgulayan, trafikte kural tanımaz insanların da sektöre girmesine neden oluyor. Bu arada gerçekten mesleği bu olanların da mesleğini icra etmesine engel oluyorlar.
İstanbul özelinden gidersek, önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile kavga ettiler. Defaten konu gündeme gelince ‘bari’ diyerek bir formülün önü açıldı. Ama onu da kabullenmek istemiyorlar.
Çünkü insani şartlarda mesleğini yapabilecek bir şoför grubu işlerine gelmediği gibi, yıllardır UKOME’den yeni plaka tahsisini engelleyerek değer kattıkları yatırımlarının da zaman içinde normal değerlere döneceğini biliyorlar.
Şimdi de yeni mobil ulaşım araçlarına kafayı taktılar. Yine kanun, kural tanımadan yaklaşım sergiliyorlar. Daha önemlisi mevcut kanunları da kullanarak engellemeye yönelik eğilim gösteriyorlar.
Şu veya bu marka benim umurumda değil. Ama bu şımarıklığa bir son verilmek zorundadır. Zaten niteliksiz hizmet ile tüketiciyi de canından bezdiren, duruma göre yolcu alan, almayan insanları sektöre sokan, gerçek meslek erbabını dışarıda kalmak zorunda bırakan bu baronlara artık dur demek gerekmiyor mu?
Gerçek taksicilerden, şoförlerden, taksicilik yapan plaka sahiplerinden bahsetmiyorum. Plaka baronlarından söz ediyorum. Koskoca bir otomotiv sektörünün bile ismini, yapısını değiştirip mobilite diye tanımlandığı bir süreçte matbaaya karşı çıkan hattatlara benziyorlar.
Üstelik bunu yaparken, esnaf olma, ahilik gibi kavramlardan da bihaber oldukları için, daha çok bağırıp, iktidara alkış tutarak haklı çıkacaklarını düşünüyorlar. O zaman hodri meydan. Tüm plaka sahipleri sorgulansın.
Gerçekten kanuna uygun olarak esnaf olup olmadıkları, taksiye çıkıp çıkmadıkları belirlensin. Ardından günlük kazançları üzerinden ödedikleri vergiler masaya yatırılsın. Gerçekten ortada hakkaniyet varsa, diyecek bir şeyim yok.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR