Trabzonspor maçındaki penaltıyı tartıştı ülke. Ama bu ilk değil ki; siz bir penaltı verin; günlerce tartışılsın memleketimde. Tek bir vuruş, tek bir pozisyon ama bitmeyen tartışmalar; işgal edilen televizyon ekranları…
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız, ülkedeki çiftçi sayısının 500 binin altına düşmesini… Tohumu ve gübresi ithal, köylünün ürettiği mahsulü tarlasından toplayamamasını. Tarlasını satıp, büyükşehirlere göçüp ucuz işçi haline dönüşmesini…
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız deprem kuşağındaki ülkenin binaları yenilensin diye toplanan paraların çar çur edilmesini. Ülkenizde insanlar öldü; acılar yaşandı; ama toplanan paralar hiç konuşulmadı.
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız insanların borçlandırılmasını… 20 senede 1 trilyon TL’yi aşan borçla, gırtlağına kadar sıkıntıya batmış, geçim derdine düşmüş insanların, niye bu halde olduğunu tartışmadınız.
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız 1 TL’lik işlerin 4 TL’ye yapılıp, yıllarca kullan kullanma para ödenecek olmasını… Hatta bu güzel işleri alanların vergileri sıfırlanırken, siftah yapamayan esnafın vergi borcu nedeniyle hacizle uğraşmasını…
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız tüm komşularımızla sıkıntı yaşadığımızı. Sıkıntılar aşıldı gözükürken, hangi gerekçelerle geri adımlar attığımızı; nasıl bağımlı hale geldiğimizi konuşmadınız.
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız adaletin olmadığı yerde kanunların hiç bir işe yaramayacağını. Ekmek çalan çocukların peşinden koştunuz da, ekmeğinizi çalan insanlara bakmadınız.
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız batan şirketleri. İnsanların hangi koşullarda iş yapmaya çalıştığını, koşullar zorlaştıkça komşunuzun, arkadaşınızın işsiz kaldığını görmediniz. Ta ki bir gün siz de işsiz kalana kadar.
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız şucular bucular diye ayrılan memleketin 84 milyon vatandaş yaratması gerektiğini… Vatandaşın hak aramasının güzelliğini, kendini memleketine ait hissetmesinin önemini konuşmadınız. Hep ‘bizden mi’ diye baktınız.
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız pandemide intihar eden müzisyenleri… Giderse gitsin denilen doktorları… Ölen insanları yad ettiniz ama onlara kapı gösterildiğinde bu saygısızlığa tepki bile göstermediniz.
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız geleceği… Umutları, teknolojiyi, gençlerle birlikte bavullara yüklenen insan gücünü görmediniz. Emeklinin sıkıntılarını, yok sayılan EYT’liyi, işsizi, geçinemeyeni, ayakta duramayanı ve daha nicelerini…
Oysa bir penaltı kadar tartışmadınız tarafsızca, hatta aynı tarafta olduğunu bilerek memleketinizi, hayallerinizi, sıkıntılarınızı, umutlarınızı ve daha nicelerini. Penaltı dediğiniz yanlışsa tekrarlanır; değilse gol olur. Peki ya sorarım size: Hayat tekrarlanır mı?
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR