Dünyada yeniden oluşan jeopolitik dengeler, tedarik zincirinden paraya yaklaşıma kadar tüm değişen değerler Türkiye’ye de değerlendirmek şartıyla farklı fırsatları getiriyor. Ne kadar değerlendirebiliyoruz tartışılır ama bunları paylaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Geçtiğimiz günlerde radyo programıma konuk olan DEİK Türkiye – Belarus İş Konseyi Başkanı Yılmaz Soycan, yine ilginç bir proje paylaştı. Yine diyorum, çünkü bir önceki katılımında da NATO’nun askeri bir birliktelik olmaktan çıkıp, serbest ticaret yapılan bir pakt haline dönüşebileceği öngörüsünü paylaşmıştı.
Haberleri dikkatle takip edenler, bu faktörün bugünlerde dillendirilmeye başlandığını görmüştür. Son programda da Türkiye’nin dünyadaki finans için bir serbest bölge haline gelebilmesi ihtimalini paylaştı.
Para denilince hemen gözleriniz yerinden oynamasın. İstanbul Finans Merkezi gibi çok gerçekleşmesi mümkün olmayan bir işi kast etmiyorum. Soycan, kullanabileceğimiz değil, dokunmayacağımız bir para parkından söz ediyor.
Fakat bu yapı Türkiye’nin imajından stratejik önemine, para içte olacağı için ucuz finansman kullanmaktan doğrudan yabancı sermayenin bakış açısına kadar bir çok faktörü olumlu etkileyebilir. Şimdi detaylarını Soycan’ın ifadesiyle aktarayım:
“Dünyada bunun çeşitli örnekleri var. Örneğin İngiltere’nin içinde ticaret yaptığında lokal vergiler ödeyen; uluslararası ticaret yaptığında da yüzde 2 vergiye tabi şirketler söz konusu. Bugün dünyadaki en önemli fırsat paranın ticareti. Bununla birlikte uluslararası ticaret yapmak üzere sadece bu bölgelerde konumlanan yapıların da olması gerekir.
Yani üçüncü ülkeyle olan ticareti Türkiye’de dönecek. Bunlarla ilgili ülkemize sabit yüzde 2 vergi öderken, parası Türkiye’de kalacak. Elbette bazı regülasyonlar yazılmalı. Ama hem lojistik, hem coğrafi avantajımız Avrupa’dan kaçan dünya sermayesini çekme olanağını önümüze getiriyor.
Özellikle Batı’da Rus sermayesine el konulması sebebiyle insanlar parasını niye İsviçre ya da Londra’da tuttuğunu sorgular hale geldi. Mesele sadece Rus sermayesi değil. Bu kaygı dünyada batıdan doğuya her alanda oluştu. Yeni İsviçre olmak için fırsatımız var.”
Yılmaz Soycan mevcut regülasyonların buna izin vermeyeceğini, bu nedenle yeni bir mevzuat oluşturulup paraya ve ticarete serbest bölge yapmak için doğru zaman olduğunu vurguluyor. Bu tip yapıyla paraya dokunulmazlık verilmesinin döviz eksiğimizi ortadan kaldıracak sermayenin Türkiye’ye gelmesini sağlayacağına inanıyor.
Ama yine altını çiziyorum bu paraya dokunulmaması gerekiyor. Çünkü para bize ait değil. Lakin içteki paradan çok daha uygun borçlanmanın mümkün olabileceğine işaret ediyor. Ayrıca Soycan, bu tip bir yapılanmanın NATO serbest bölgesinde de Türkiye’yi önemli bir aktör haline getirebileceğini belirtiyor.
Özetle paraya serbest bölge yapmanın finansın ticaretini sağlarken, dünyaya ‘paranızı burada dokunulmaz şekilde tutup, ticaretinizi yapabilirsiniz’ mesajı vermenin önemine işaret ediyor. Fakat geleni bizden de koruyacak bölgeye özel kanunların kaçınılmaz olduğuna da dikkat çekiyor. Önce bizim dokunmamamız önemli. Soycan’a göre Londra’da paraya ev sahibi dokundu. Bu da güveni yıktı ve şimdi bizler için bir fırsat yarattı. Bu yolla peşinden koşulan fonların da buraya park etmesini sağlayacağını düşünüyor. Sürekli hareket eden ama içte olan bir paradan borçlanmanın da böylece mümkün olabileceğine işaret ediyor.
Su yolu değişiyor diye tanımladığı bu yapıyla Soycan, Türkiye’nin bu konuda ciddi bir şansı olduğunu ama hamle yapmak için zamanı olmadığını düşünüyor. Elbette bunun hammadde, mal ve hizmet ticaretini de destekleyeceğine dikkat çekiyor.
Bence son derece dikkate alınması gereken bir öneri. Fakat bunu bugünkü kafa yapısıyla, içteki insanların parasının peşine düşmüş görüntümüzle başaramayız. Ekonomi yönetiminin ‘uyuyun uyanın’ demek ya da sahip olmadığımız zenginlikleri anlatmak yerine böylesine ciddi alternatifleri dinlemesi ve esas alması lazım.
Çünkü bunu dünyada birileri yapacak. Niye bu, barışın temsilcisi olan Atatürk’ün ülkesi olarak biz olmayalım? Sanırım bu cümleden de önce neyi düzeltmemiz gerektiği anlaşılmıştır.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR