Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Özrü kabahatinden büyük

26 Ocak 2022 - 11:00

Türkiye’de sanırım kredibilitesi en düşük yapı TÜİK’tir. Hiç bunu hakaret kabul etmesinler. Şarkıdaki gibi ‘kendim ettim kendim buldum’ sözünü sık sık tekrarlayıp aynaya bakmaları gerekiyor.

Oysa veri ekonomisine gidilen ve önümüzdeki yıllarda verinin petrole eşdeğer olarak görüldüğü bir süreçte, gerçekçi olmayan verilerle insanların gözünden düşen bir kurum haline dönüşmesi çok üzücü.

Aslında gelecek adına en kritik önemde olan kurumlarımızdan birinden bahsediyoruz. Ama gel gör ki, olması gerekenlerle olanlar, yöneticilerin davranışlarının ve siyasi tercihlerinin görevlerine yansıması nedeniyle heba oluyor.

Hal buyken son dönemde TÜİK, Başkan düzeyinde PR çalışması başlattı ve durumu ‘bildiğiniz gibi değil’ cinsinden anlatmaya çalışıyor. Ne anlatırsanız anlatın; açıklamalarınız insanların geçimini etkiliyorsa boşa konuşuyorsunuz demektir.

Son röportajında TÜİK Başkanı Prof. Dr. Sait Erdal Dinçer öyle bir beyanat vermiş ki, özrü kabahatinden büyük dedirtecek cinsten. Efendim TÜİK yaşam maliyetini ölçmüyor, enflasyonu ölçüyormuş.

Peki açıkladığınız enflasyon baz alınarak insanların gerçek olmayan oranlarda zam almasını ve yaşam maliyetlerinin hızla artmasını, alım gücünü yitirirken kredi borcuna batmasını nereye koyacağız?

O zaman böyle bir şey söyleyip ortadan çekilemezsiniz. Şüphesiz enflasyonu ölçüyor ve açıklıyorsunuz ama bu aynı zamanda yaşam maliyetinin göstergesi olma özelliği taşıyor. Henüz bunu bilmiyorsanız işimiz var demektir.

Ayrıca bu gerçek dışı enflasyon oranının etkilerini yine kurumun açıkladığı aile geçim araştırmasında da rahatlıkla bulmak mümkün. Öylesine çarpık veriler açıklayıp, sonra da insanların yüzde 65’inden fazlasının ani bir harcama karşısında bunu göğüsleyecek kaynağı olmadığını tespit etmek sizce de çelişki değil mi?

Yetmedi… Mesele sadece enflasyon ve yaşam maliyeti değil ki. Siz iş aramaktan ümidini yitirenleri işsiz saymayarak işsiz sayısını düşük göstermiyor musunuz? Daha onlarca örnek sayılabilir.

Ama bir gerçek var ki TÜİK Başkanı sadece koltuğunun derdine düşmüş; görev yaptığı kurumun fonksiyonunun farkında bile değil. O verilere göre insanların yatırım maliyetlerini ayarladığını, finansman kullandığını, zam alıp zam verdiğini, fiyatlarını ayarladığını bilmiyor mu?

Bu durgun suya taş attım; suda çıkan halkalardan sorumlu değilim demeye benzer. Açıkçası TÜİK de sınıfta kalmıştır onu yönetenler de. Yok bu kırık notlar baskıyla ortaya çıkıyorsa, insanların aklıyla alay etmek yerine baskının nereden geldiğini açıklasınlar. Yoksa konuştukları lafügüzaftan öte anlam taşımıyor.

[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum