2022 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 büyüdük. Her ne kadar bir tarafıyla tüketimle büyümüş olsak da, ihracat moralimizi düzeltti. O kadar düzeltti ki, büyümenin geldiği gün üreticinin finans kullanmasını daha olanaksız hale getirecek karşılık düzenlemesini yaptık.
Aslında ne yaşadığımızın çok önemi yok. Sonuçta rakam iyi ya; ona bakın. Tüketimle büyünmüş de ne olmuş? Aslında bir şey olmamış, şayet kendi tasarruflarımızı harcıyor olsaydık. Kaderin cilvesine bakın ki, orada da yurtdışından gelen paraları kredi olarak yiyerek büyüyoruz.
Elbette günün sonunda bunun adı teknik olarak büyüme. Ortada bir refah ve kalkınma olmadığına göre, obezite örneğini verebiliriz. Yani 90 kg olan bir birey fast food tüketimini arttırarak 120 kg’ye çıktığında nasıl ortaya sağlıklı bir tablo çıkmıyorsa, bir topu hacminin üzerinde sürekli şişirmek nasıl sağlıklı sonuç vermiyorsa, kalkınmasız büyümenin de bundan farkı yok.
Ama yine de rakam ile her şey yoluna giriyorsa sorun yok. Büyüdük diyelim. 1,5 trilyona dayanmış bir KOBİ borcumuz, 1,1 trilyon TL’ye varan bir tüketici borcumuz, 24 milyon adet icra dosyamız var ama olsun. Büyüdük ya siz ona bakın.
Zaten hayatın gerçeği dediğiniz şey ne ki? Algıyı yönetiyorsanız, ekonomiyi de düzeltirsiniz. Tıpkı faizi düşürüp enflasyonu geriletebileceğiniz gibi. O ne kadar sonuç verdiyse, böylesi bir çarpık büyüme de aynı sonucu verir.
Yine de rakamla mutlu olabiliyorsanız sıkıntı yok. İnsanların aynı istatistik içinde gelirlerindeki erimeyi görmezden gelebilirsiniz. Çünkü niye? Büyüdük… Firmaların payının artmasına karşın, dolar bazında hepsinin erimiş olması da bir anlam taşımıyor. Neden? Büyüdük de ondan…
Zaten ülkede enflasyon da yok. Hepsi fırsatçıların eseri. İşsizlik mi; zinhar yok. İş beğenmeyenler ya da tembel oldukları için iş aramaktan vazgeçenler var. Bir de şu dolar / TL olmasaydı.
Hoş orada da borç harç bulup, geleceğe yönelik borçlanıp, kurun üzerine bastıkça basıyoruz. Düşünün ki bu haliyle bile 18 TL’nin üzerinde. Ama 20 olmadı ya siz ona bakın. Üstelik bu baskının da tamamen dış güçlerin ve faiz lobisinin eseri olduğunu hemen anlamışsınızdır zaten.
G20 ve OECD’de büyüme bazında sıralamaya girdik. Hoş niye G20’yi baz alıyoruz onu da anlamış değilim. Çünkü şu an ilk 20 ekonomi arasında değiliz. Olsak da arada kişi başına gelir ortalamasını bile yakalamayacak ölçüde fark var. Ama siz bunları önemsemeyin; sonuçta büyüyoruz.
Dış satıma bakın siz. Gerçi orada da dış ticaret açığı olarak tarihi rekor kırıyoruz ve finansman ihtiyacımız şiddetleniyor ama takılmayın bunlara. Önemli olan büyümüş olmamız. Lütfen başarıyı küçümsemeyin. Bakın, ne güzel rakamımız var.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR