Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Mutfak tüketiciyi eritiyor

01 Ekim 2024 - 06:11

Yılın en zor sürecine girdik. Okulların açılmasıyla birlikte başlayan sonbahar ve akabindeki kış sezonuyla birlikte masraflar artarken, bir tarafta pembe tablolar çiziliyor, öte tarafta piyasa katılımcıları Merkez Bankası ile uyumlu enflasyon öngörülerini paylaşıyorlar.

Öncelikle bu piyasa katılımcılarının listesinin açıklanması şart. Gerçekten profesyonel hayatlarında da, şirketlerine bu doğrultuda raporlama yapıyorlarsa ve ortaya çıkan zararı şirketleri sineye çekiyorsa diyecek söz yok.

Ama hiçbir şirketin gerçekçi olmayan rakamlarla maliyet yaparak, ister para yönetsin, isterse mal ve hizmet üretsin böylesine büyük sapmalarla raporlama yapan profesyonelleri bünyelerinde barındıracağını sanmıyorum.

Bu nedenle madem herkesten şeffaflık bekleniyor, yüzde 40’lar civarında yıl sonu enflasyon beklentisi açıklayan piyasa katılımcılarının da isimlerinin deşifre edilmesini talep ediyorum. Çünkü vatandaş cephesine baktığımızda durum gitgide içinden çıkılmaz bir noktaya ulaştı.

Türk-İş’in son açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırında 20 bin TL’ye dayanan açlık, 65 bin TL’ye dayanan yoksulluk sınırına eylül ayı itibariyle ulaştık. Bunun daha, ekim, kasım, aralık ayları var.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın projeksiyonuna göre gelecek sene yüzde 14 enflasyon beklentisi esas olduğuna ve defaten hedeflenen enflasyon üzerinden gelir artışlarına zam yapılacağı belirtilmesine rağmen, bugün bile yüzde 14 zam yapılsa, açlık sınırıyla kafa kafaya gelen bir rakam söz konusu.

Pembe tabloların gölgesinde ekonomi yönetimi insanlara bunu açıklasın. Daha doğrusu merak ediyorum yıl sonunda bu maaş zamlarını nasıl izah edecekler? Kimsenin inanmadığı enflasyon verilerini bile arattılar insanlara…

Akıllarındaki enflasyonla zam verip, bunu kâğıt üzerinde sağlayıp, sonra da herkesin bu sahte rakamlarla yaşamasını istiyorsak, gerçekten sokağa tamamen yabancılaşmış bir yapıyla karşı karşıyayız.

Dezenflasyondan bahsedip, insanların mutfak enflasyonuna bile yetişmeyen oranlar karşısında, sanki hiçbir şeyin fiyatı artmıyormuş gibi tavır takınmak, işin insani tarafını bir kenara koyun, matematiksel olarak işin içinden çıkılabilir bir hal olmanın ötesine geçti.

Öylesine büyük bir sıkıntı yaşanıyor ki, kredi kartlarındaki büyük problemi, 60 ay vadeli yapılandırmalarla öteleyip, insanları daha çok borca batırmayı göze alıyorlar, ama sorunun gerçek düğümünün gelirsizlikte ya da gelirin yetmemesinde olduğunu görmek istemiyorlar.

Türkiye, ekonomik olarak işin şakasını, mizahını aşan ve git gide ağırlaşan bir problemler yumağına giderken, bunu çözmesi gerekenlerin ne işveren ne çalışan gözetmeksizin kendi hayal tablolarına inanarak söylem geliştirmeleri, artık sıkıntı yaratmaya başladı.

Mehmet Şimşek’e tekrar hatırlatıyorum. Rakamlar ekonomi değildir. İnsanı dahil etmediğiniz hiçbir ekonomik programın da sonuç vermesi mümkün değildir. Ve o sınır çoktan aşıldı.
[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum