Almanya Başbakanı Merkel ile ABD Başkanı Trump arasındaki gerginlik bugünlerin en popüler konularının başında geliyor.
El sıkmama ile başladığı görülen ve git gide zıtlaşmanın boyutunun arttığı bir ilişkiye şahit oluyoruz.
Elbette medya için bu son derece magazinsel ve üzerinde kimi zaman mizah, kimi zaman çekişme yaratıp, işlenecek bir konu. Şüphesiz tüm bunlarda diplomasi tanımayan Trump’ın kişisel özellikleri ile Merkel’in bir dönemin Demir Leydi’si olarak nitelendirilen Thatcher’ı andıran duruşunun da rolü yok değil.
Fakat bu çekişmeyi salt kişisel bir zıtlaşma olarak görmek, meseleyi magazinden ibaret sanmak da üçüncü dünya ülkesi düzeyinde siyaset okumayı andıran bir yaklaşımdır.
Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim, bu AB’yi temsil eden Almanya ile, tek kutuplu dünya hedefini ıskalamış ABD arasındaki vesayet savaşından başka bir şey değildir.
Yıllarca tek kutuplu dünya düzeni üzerinden ABD çıkarlarına uygun hareket etmek durumunda kalan, bir anlamda onun çıkarlarını kollayan, finanstan savunma sanayiine kadar diplomatik çerçevede rüştünü ispat sıkıntısı çeken AB, çok kutuplu dünyaya geçişte durumu avantaja çevirmeye çalışıyor.
Esasen bu yeni başlamış bir çekişme değil. Mesela ilk Avro çıkışının bununla ilgisi olduğu da muhakkak. AB’nin bir ordu kurmaya niyetlenip, ikinci kutbu yaratmaya çalıştığı da biliniyor.
Ukrayna’da ABD’nin isteklerini AB havucuyla işlemeye koyan ve Kırım’daki referandum ile boşa düşen kıta Avrupası’ndaki vesayet rahatsızlığı sürekli büyüdü. Yine parasal genişlemeyi sonlandıran ABD’nin, bu süreçte AB’yi ateşe atmak istediği de finans çevrelerinde konuşulmasa da bilinen bir gerçek. Şüphesiz aleni olan diğer bir gerçek de Almanya’nın bu konudaki defansif yaklaşımı..
Ayrıca Trump öncesinde şirketler üzerinden karşılıklı restleşmenin de bunun göstergesi olduğu da açık. İngiltere’nin Brexit kararının bile bu saflaşmayla ilgili olduğunu düşünmek, çok uçuk bir teori olmaz.
Almanya’nın Ukrayna üzerinden petrol fiyatları tabanlı Rusya’yı vurma eylemi sırasında, dünya sırt çevirirken Merkel’in Putin ile buluşması, Almanya ve Rusya arasında direkt doğalgaz hattı çekilmesi hep bu çerçevede okunması gereken gelişmelerdir.
Şu çok açık ki dünya ekonomisi ve bağlantılı olarak siyaseti yeniden şekillenirken ya da herkesin sevdiği tabirle kartlar yeniden dağıtılırken, Almanya biraz AB’yi de göz ardı edip, vesayetten kurtularak yeni bir yol haritası çizmeye uğraşıyor. Yani temelde ekonomik ve siyasi hedefler var.
Şüphesiz bunları saçma da bulabilirsiniz. O zaman açın haberleri, magazin programı tadında Merkel – Trump çekişmesini izleyin. Zaten yaptığımız da bu değil mi?
FACEBOOK YORUMLAR