Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Maaş zammı enflasyonu tetikler mi?

15 Ocak 2024 - 00:33

Güncelde emeklilerin üzerinden konuşuluyor ama genel anlamda maaş zamlarının her gündeme geldiği gün enflasyona etkisi öne çıkarılıyor. Peki maaş zamları enflasyonu gerçekten tetikler mi?

Normal şartlar altında bunun yanıtı ‘evet’; fakat ortaya koyduğunuz kriterlerin etkisini tüm yönleriyle düşünmek durumundasınız. Bahçeli ve Şimşek arasında seyyanen zam konuşması oldu mu, olmadı mı bilmiyorum.

Ama genel anlamda ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele için talep ve maaşları sebep olarak gördüğünü, gerek konuşmalarından gerekse de Merkez Bankası enflasyon raporlamalarından biliyoruz.

Bu sığı bakış açısı, piyasanın gerçekleriyle örtüşmediği gibi, rakam peşinde koşan bir ekonomi yönetiminin, filmin sonunda büyük faturalarla, sapmalarla ve ummadığı sonuçlarla karşı karşıya kalacağının çok net göstergesi.

Çünkü ortadaki soruna yanlış teşhis koyduktan sonra, sonuçlarını toparlamanız çözümü zorlaştıracağı için daha büyük problemleri önünüze koyacaktır. Öncelikle yoksulluk sınırının 47 bin TL olduğu bir ülkede, konuştuğumuz maaş zamlarının enflasyonun birincil sebebi olması mümkün değil.

Fakat insanlara geçinebileceği kadar para vermediğinizde, kayıt dışı ekonominin beslenmesi, vergi kayıpları, nitelikli üretim yapanların darbe yemesi, ardından gelecek sağlık harcamaları, işsizliğin ya da kayıtlı istihdamın tetiklenmesiyle doğacak SGK açıkları başta olmak üzere, hepsinin maliyetleri ve doğal olarak enflasyonu da tetiklemesi kaçınılmaz.

Türkiye enflasyonu gerçekten düşürmek istiyorsa, öncelikle eksenini değiştirmesi lazım. Üretimin bir slogan olmaktan çıkarılıp, planlı, gerçekten sonuç odaklı desteklenen, yarına ilişkin değer taşıyan, verimlilik esaslı ve sürekli bir yapıya büründürülmesi gerekiyor.

İhracat için üretim yapılmaz. Bir ülkede önce iç talebi karşılayan, sonra doğru kapasite yatırımlarıyla yurtdışına açılan, ihtiyacını ithalat yerine yurtiçi imalat ile karşılayan, bunun için de üretimi doğru planlayan, ama eş zamanlı olarak teknolojiden bilime kadar doğru entegrasyonları yapısına dahil eden, üretenin ürettiğinden para kazandığı için, işine devam etme hevesi duyduğu bir sistem kurması gerekiyor.

Aksi takdirde ne enflasyonu düşürebilirsiniz ne insanları üretime dahil edebilirsiniz. Bunu yapamadığınız gibi bugünün en önemli başlığı hale gelen maaş meselesini de tartışma olmaktan çıkaramazsınız.

Gerçek olmayan enflasyonu açıklayarak tüm dengeleri bozan bir yapı rasyonelliği sözden öteye götüremediği gibi, aç kalan insanların üzerinden tıkanmış bir piyasa yapısıyla da enflasyonun artış hızını dengeleyemez.

Bu yapı kurulmadığı sürece de, finansçı toplantılarında gezer, netice alamaz, onların parasının miktarıyla algı yönetmeye çalışırsınız. Peki buna ne denir? Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar. Ekonomi yönetirken insanı yok sayarsanız, onlar da sizi yok sayar. Formül budur.
[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum