Bankaların kredi alacaklarıyla ilgili yeni bir kanun hazırlandı. Bu taslak kanuna göre 50 milyon TL ve üzerindeki alacakların yeniden yapılandırılması öngörülüyor. Bence geç kalınsa da son derece yerinde bir atak.
Çünkü bugün Bakan Albayrak’ın dediği gibi konkordatolar azaldı ama yine kendisinin algıladığı üzere bu her şey yoluna girdiği için değil. Kimse konkordatoya gidemediği için. Hatırlayacaksınız iflas ertelemeleri yasakladığınız için, konkordato patlamıştı.
Buradaki yasakçı yaklaşım da, inanın başka bir yerden baş verecektir. Konkordatoyu yasakçı bir zihniyetle engellemek yerine, nedenlerine bakmak, bir havuza almak ve önce reel sektöre olan borçlarından ödeyerek piyasayı rahatlatmak, firmayı da mümkünse kurtarmak gerekirdi.
Bu haliyle sadece daha fazla gizli iflas yarattık. Velhasıl kelam neticede sorun ortadan kalkmadı. Bu nedenle bankaların alacaklarının yeniden yapılandırılması önemli. Bu hem bankacılık sektörünün şüpheli alacak oranını olumlu etkileyecek, hem de işsizliğin bir numaralı gündem maddesi olduğundan yola çıkarsak, burada yeni işsizlerin ortaya çıkmasını frenleyecektir.
Fakat bu yapılanma sadece firma kredileriyle sınırlı tutulmamalı. Kredi genişlemesinin yaşandığı yılları hatırlayın. Birçok banka tek bir firmaya kredi verip risk üstlenmek yerine, kredi kartı ve tüketici kredileriyle meseleyi genele yaydı.
Yani 10 TL krediyi bir firmaya vereceğine, 10 tane 1 TL kredi verecek insan yarattı. Bunların içindeki batak oranı da aynı zamanda sunulan kredinin risk primi gibi görüldü. Ayrıca başta kredi kartları olmak üzere faiz karları o kadar yüksekti ki, günün sonunda o prim de batağa rağmen cebinde kaldı.
Zaten reel sektörün de kredi almak için yurtdışında para peşine düşmesinin başkaca bir nedeni yoktu. O halde: Kredi genişlemesini tabana doğru yaptıysanız, yapılandırmayı da sadece tavanla sınırlı tutamazsınız.
İcra dosyasının 28 milyonu aştığı, işsizliğin çığ gibi büyüdüğü bir ortamda vatandaşın, yani tüketicinin de kredilerini yapılandırmak, sesi çok çıkmayan ama daha geniş kitleleri etkileyen sokaktaki insanı da görmezden gelmemek zorundasınız.
Aksi takdirde otomobilden konuta, kredi kartından ihtiyaç kredilerine kadar öyle bir tokatla karşılaşırsınız ki, ne olduğunu anlayamazsınız. Zira firmaların sesinin çıkabiliyor olması, sokaktaki insanın sorun yaşamadığı anlamına gelmiyor.
Ekonomiyi rahatlatmak istiyorsanız, firmaların borçlarında, bankaların alacaklarında yapılandırmaya gitmek doğru bir adım. Ama yineliyorum bu yapılandırma mutlaka genele yayılmalı.
Aftan değil, gerçekten ödeme kolaylığı sunan yapılandırmadan bahsediyorum. Yoksa günün sonunda bu borçların tamamı kamulaşacak. Olmaz demeyin; bence olur. Çünkü bugüne kadar kredi diye dağıtılan paranın kaynağı mevduatlar değil, sendikasyon kredileri.
FACEBOOK YORUMLAR