Bu hafta ülkece Yıldırım Gürses’in bestesini yaptığı ‘Körfez’deki üç beş güzel’ şarkısını söylüyor olacağız. Mustafa Sevilen güftesini yazarken “Bu alemde mest olalım / Güzel günler ömre bedel” derken eminim bugünleri kast etmiyordu ama şu an oradan gelecek dolara gözler çevrilmiş vaziyette.
17 – 19 Temmuz 2023 tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan’ı kapsayacak, iş forumlarıyla birlikte ihtiyaç olunan paranın bulunacağı umudunu taşıyan bir ekonomi yönetimimiz var.
Bulurlar mı; umarım bulurlar. Ama burada da yanıtlanması gereken bazı sorular var. İş yapmaya mı gidiyoruz; yoksa mal mülk satmaya mı? Şayet iş yapacaksak sorun yok. Müteahhitlerin de içinde bulunduğu iş dünyası oradan iş kapacaksa, orta ve uzun vadede pazar çeşitlemesi anlamında güzel olabilir.
Fakat bu noktada da nasıl iş yapacağımız önemli. Mesela Suudi Arabistan ile yapay zeka ve robotları mı konuşacağız? Birleşik Arap Emirlikleri’nde teknolojiye beraber yatırımların üzerinde mi duracağız?
Katar meselesini bilemiyorum. Dubai’nin alternatifi olmaya çalışırken, çapından büyük işlere imza atan bu ülke ile tam olarak nasıl bir ilişkimiz olduğu kimsenin çözebildiği bir gerçek değil. Her üçünün de ABD ile ilişkilerinin ikinci kutupla ilişkilerimizi nasıl şekillendireceği de ayrı bir bilmece tabi.
Her şeye rağmen dış ticaretimiz açısından bu durum sağlıklı da olsa, kısa vadede ihtiyacımız olan paranın teminini sağlamaz. Bu nedenle sanki ikinci seçenek ön plana çıkacakmış da, birincisini de vesile ediyoruz gibi bir his doğruyor insanın içine.
Şayet orada da Varlık Fonu iddiaları gündeme geliyorsa ve yine birinci Mehmet Şimşek döneminde olduğu gibi mal mülk satarak para getirmenin telaşındaysak durum çok da parlak değil demektir.
Yıllık ihtiyacı, kısa vadeli dış borç ve cari açık finansmanı ile 250 milyar doları bulan ülkemiz için bu organizasyon yeterli gelecek mi bilinmez. Çünkü yaklaşık 30 milyar dolar bir para beklentisi var.
İhtiyacı çözmez ama Mehmet Şimşek’e nefes aldırır. Hemen öncesinde G20 toplantısı için Merkez Bankası Başkanı Erkan ile birlikte Hindistan’a gidecek olan, ardından Körfez’i turlayacak olan Hazine ve Maliye Bakanı nasıl bir sonuç alacak?
Çünkü tüm bu gelişmelerin perşembe günü açıklanacak faiz kararı üzerinde de, muhtemelen Şimşek ve ekibinin akıbetinde de etkili olacağı açık. Tek başına sonuç oluşturmaz. Çünkü buralar zaten nüfuz alanı haline dönmüş vaziyette.
Şimşek ve ekibinden asıl İngiltere başta olmak üzere diğer noktalardan para bekleniyor. Bu gerçekleşecek mi bilmiyoruz? Muhtemelen yılbaşına kadar hatırı sayılır bir para çekilmesi gerekiyor. Yoksa içte tartışmaların başlayacağı çok belli.
Fakat ilk hamle kolaydan başlamak olarak geldi. Körfez’e gidip, İngiltere’nin 2009 krizinden beri para çektiği bu alandan, para kaldıysa üç beş bir şeyler alacağız. Ama günün sonunda durumu kurtarır mı; tartışılır.
Zira şayet yok pahasına bir şeyleri satmayacaksak, şarkının devamındaki güfteyi okumak gerekebilir: “Sazımdaki teller gibi / Çölde esen yeller gibi / Sen gönlümün sultanısın / Bakma bana eller gibi.”
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR