Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu şartlara nasıl geldiğimiz açık. Bir inşaat tutkusudur gidiyor ve görülen o ki, halen ders alınmamış. Milyonu aşkın konut stoku ortadayken, kaynaklarımızın büyük bir bölümünü borç alarak eklediğimiz ciddi meblağlarla birlikte toprağa gömmüşken halen konut yapma derdindeyiz.
Geçtiğimiz günlerde yapılan Deprem Çalıştayı’nda Deprem Güçlendirme Derneği’nin yaptığı hesap ortaya konuldu. Türkiye’deki tüm binaları dönüştürmemizin yaklaşım maliyetinin 400 milyar dolar olduğu söyleniyor.
Dernek, doğru bir mühendislikle ve namuslu bilim anlayışla binalarımızı yıkılmamak üzere güçlendirebilmenin çok daha uygun ve hızlı koşullarda mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Bu öncelikle bize çok ciddi bir zaman kazandıracak; insanlarımızı da göçük altında kurtarma olasılığını güçlendirecektir. Mutlaka araştırılması, mümkünse de, önceliği buna vererek, dönüşümü zamana yaymalıyız.
Fakat tüm bu gerçek yokmuş, Türkiye kaynaklarını yanlış kullanmamış, şu an ekonomik sıkıntımızın temelinde tek sektörlü büyüme sevdası dikkat çekmemiş gibi, şimdi açlığıyla sınav veren insanlara sosyal konut satmaya kalkıyoruz.
Müjde diye verilen projenin maliyetine baktığınızda yüzde peşinatı yok bile saysak, 840 TL taksitle 240 aya yayılan bir maliyetle insanların konut sahibi olabilmesi ihtimalini konuşuyoruz. Bu hiç peşinat olmasa bile daire başına 201 bin 600 TL eder.
Bunu 100 bin konutla çarparsak, yapacağımız harcama 20 milyar 160 milyon TL’yi bulur. Dolar hesabı yaparsak ortaya koyulacak sermayenin de 3,5 milyar dolar olduğu ortaya çıkar. Peki kritik soru şu: Bize şu an için acil olarak konut mu lazım, kalıcı ekmek mi?
Bu kadar büyük kaynağı buraya aktarmak yerine, benim daha kalıcı bir önerim var. Öneriyi, 10 günlük yazı dizisi halinde yıllar önce yayınladığım Ekonomik Kurtuluş Savaşı Projesi yazı dizisinden, ‘Milli Tarım’ı anlattığım bölümden bire bir aktarayım.
“...ortalama birim maliyeti 20 milyon TL olan, 300 adet Koç-Ata çiftliği benzeri çiftlikler kurulabilir. Bu çiftliklerin istihdama katkısı 300 bin kişi olacak ve buradaki üretimle yılda 3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmek mümkün...”
Daha önce bunun detaylarını yazmıştım; arzu eden bu çiftliklerde modern uygulamaları inceleyerek bulabilir. Geriye dönük kur hesabından bugüne yönelik bir uyarlama yaptığımızda bu çiftliklerin dolar bazındaki maliyeti 10 milyon dolar civarında. Yani harcanacak para 5,80 dolar / TL kurundan hesap ettiğinde 3 milyar dolar...
Yani TL bazında 100 bin tane konut parası olan 20 milyar TL’yi toprağa gömmekten 3 milyar TL daha az. O zaman kritik soruyu kendimize tekrar soralım. Ülkede yanlış yatırımlarla büyük problemlere neden olan, sonradan müteahhitleri kurtarmak için, ‘size ev veriyoruz’ adı altında para mı harcayalım; yoksa enflasyondan beslenmeye, ihracattan tarıma kadar bir çok sorunumuzu halledeceğimiz ya da hafifletebileceğimiz modele mi?
Ne dersiniz? Tekrar aynı hatayı yapmakta ısrarlı mısınız?
FACEBOOK YORUMLAR