Faiz düşerse ekonomi canlanır. Peki ekonominizin gerçekleri faizi düşürmeye izin veriyor mu? İnanın bunun hiçbir önemi yok. Ortaya faiz düşerse enflasyonun düşeceğine dair bir tez atar, rakamlarla oynar, yetmezse enerji ve gıda harcamalarını enflasyon hesabının dışına çıkarır, faizi düşürürsünüz.
Tanıdık geldi değil mi? Yetmedi; zorlayarak düşürdüğünüz 100 baz puanlık oranın üzerine 200 baz puan daha eklersiniz. Peki tüm bunların sonucunda enflasyon düşer mi? Düşmeyeceğini herkes biliyor.
Merkez Bankası’nın son faiz kararında ve gerekçesinde işte bunlar vardı. Bunun hiç bir mantığı olmadığını, karşılığı bulunmadığını ve geçici bir ortam yaratacağını dile getirdik.
Peki böylesine bir çılgınlık neden yapılırdı? Elde kalan konutları satabilmek için faiz oranlarını düşürüp, artık kimi kurtaracaksak, onların rahatlatılmasını sağlamak için... Bunu da özel bankalar üzerinden yapabilmeniz mümkün değil.
Kamu bankaları üzerinden yapmanız gerekir ki; hedefin bu olduğunu söylediğimizde herkes karşı çıktı. Bunun söylememizin iki nedeni vardı. Birincisi aynı şeyi daha önce deneyip, sonra kuru, faizi, enflasyonu patlattılar.
İkincisi reel sektörü konut sektöründen ibaret zannediyorlar. Bunu dile getirdiğimizde ‘olur mu, tüm reel sektörün rahatlatılması amaçlanıyor’ cinsinden tezler öne sürüldü. Aslında acı olan bunu dile getirenlerin de öyle olmadığını bilmesiydi.
Sonuçta ne oldu? Merkez Bankası faizleri gerekçe yaratarak aşağıya çekti; ardından kamu bankaları aynı oranda faizleri düşürdüklerini açıkladılar. Üç kamu bankası bunu açıklarken de ortak bir deklerasyon yayınladılar.
Ne dediler? “…konut kredileri faiz oranlarında ise 26 Ekim 2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1 milyon TL altı tutarlarda yüzde 1,29, 1 milyon TL üzerindeki tutarlarda ise yüzde 1,34 faiz oranları uygulanmaya başlanacak.”
Dikkatinizi çekerim ortak açıklamada sadece konut piyasasındaki faiz oranlarından söz edildi. Demek ki neymiş? En baştan beri bu zorlamanın, bu akıl dışılığın ve sonuçta çok daha yüksek maliyetlerle sonuçlanacak operasyonun gerçek amacı, elde kalan konutları sattırmak ve üç beş müteahhidi rahatlatmaktan ibaretmiş.
Öylesine kendilerini şaşırmışlar ki, bari yapılan ortak açıklamada Türk reel sektörünün finansmana ulaşımını kolaylaştırmak gibi gerçek olmasa da gerekçeler ortaya koyun.
Konuya o kadar kilitlenmiş olmalılar ki, açıklamalarında bile konut piyasasında uygulanacak faizler üzerinden meseleyi izah ettiler. Sonuçta müteahhitler yine birbirine konut satıp, kamu bankalarından da kredi kullanır; günün sonunda rayiç bedelden kamulaşan elde kalmış konutların faturası 84 milyona çıkar. Sonra da buna üretim ekonomisini destek denilmesini beklerler. Yazık; çok yazık.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR