Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Kıskananlar çatlasın...

15 Ocak 2020 - 00:55

Vizontele filmini izlediniz mi? Türkiye’nin televizyon ile yeni tanıştığı yılları anlatıyor. Belki biraz daha ilerisi... 70’li yıllarda bir Güneydoğu kasabasına TV ve ana anten geliyor; film de bunun üzerine kurgulanıyor.

 

İçerik bir tarafa o yıllarda teknolojiyle ne kadar içli dışlı olduğumuzu anlatan bir sahne var. Halk kasabanın belediye başkanına bunun ne olduğunu soruyor. Başkan da ‘radyodan yola çıkarak’ “Radyonun resimlisidir. Yani sanatçıları göreceğiz” türünde bir yanıt verince, Cem Yılmaz’ın canlandırdığı karakter o efsane cümleyi sarf ediyor: “Zeki Müren de bizi görecek mi?”

 

Kasabada radyo tamircisi Deli Emin dışında aslında konuyu da anlayan çok olmuyor. Bu ayıp değil. Zira teknolojiyi kaçırmışsınız ve yeni geleni merakla sorguluyorsunuz. Elbette aradan çok yıllar geçti ve Türkiye belki teknoloji üretiminde değil, ama kullanımında dünyada iyi noktalara geldi.

 

Şimdiyse yeni bir sürece giriliyor. Elbette bu yeni ekonominin yeni şirketleri de oluyor. Yine hatırlar mısınız, kısa süre önce Avrupa ülkeleriyle didişmiş ve ‘bizi kıskanıyorlar’ seviyesine gelmiştik. Hatta aklı zorlayan yapısıyla yeni havalimanının açılmasını bile buna bağlayanlar oldu.

 

Peki aradan yarım asır geçtikten sonra, yeni ekonominin arifesinde yaşlanan mesela Almanya bizi gerçekten kıskanıyor mu? Geçtiğimiz günlerin de, popüler gündemlerinden biri olan nüfusun gençleşmesi meselesine bir de buradan bakalım.

 

Almanya’nın yaş ortalaması 2018 rakamlarına göre 46, bizim 31... Şimdi teknolojinin esas alındığı bir ekonomik sürece gidilirken, doğal olarak bizim daha atılımcı bir görüntü vermemiz gerekir. Aksi takdirde ortada kıskanılacak bir durumdan söz etmek mümkün değil.

 

Peki yeni ekonominin aktörü, kriter noktası ne? Startuplar...Şimdi buradaki performans sizin geleceğin ekonomisinde de söz sahibi olup, olmayacağınızı gösteriyor. Bakalım yaşlanan ve bizi kıskanan Almanya’nın bu konudaki tablosu ne?

 

Denetim ve Danışmanlık firması EY’nin raporuna yer verilen Hürriyet Gazetesi’ndeki habere göre, “ülkedeki yeni veya genç girişimcilerin kurduğu startupların geçen yıl topladıkları yatırım 2018 yılına kıyasla yüzde 36’lık artışla 6,2 milyar avroya ulaştı.”

 

Ben de merak edip bizi kıskanan ülkenin performansından yola çıkarak bizde durum ne diye baktım? 11 Ekim 2019 tarihli haberi, noktasına virgülüne dokunmadan paylaşayım:

 

“Türkiye girişim ekosisteminin 2019 verilerinin 3. çeyreği startups.watch tarafından açıklandı. Açıkçası tablonun iç açıcı olmadığını üzülerek belirtmek istiyoruz. Açıklanan verilere göre, bu yılın ilk 9 ayında toplamda 13,9 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı. 2018 yılında girişimlere, açıklanan toplamda 100 girişime 58,9 milyon dolar yatırım yapılmıştı. Bu yıl sonuna kadar yeni açıklanacaklarla birlikte maksimum 21-22 milyon dolarla kapatacağımız öngörülüyor.”

 

Biz en uç noktayı esas alalım; yani 22 milyon doları... Bizi kıskanan Almanya’nın yatırımı neydi? 6,2 milyar avro... Bunu 14 Ocak tarihli pariteden dolara çevirirsek, yaklaşık 6,9 milyar dolar yapar. Bunun içinde Türkiye’nin ayırdığı payı bulursak da, Almanya’nın yüzde 0,32’si eder. Peki Türk gençleri, yeni girişimleri üretmekten aciz mi? Bunun yanıtını da Haziran 2019’da yazdığım “Meleğini arayan startup’ başlıklı yazımda, Ahmet Can’ın yine Hürriyet Gazetesi ekonomi sayfasındaki haberine atıfta bulunarak, şu satırlarla vermiştim.

 

“...250’yi aşkın Türk gencinin dünyada 800 milyon dolarlık yatırım çektiğini görüyoruz. O zaman ‘bizi anlamadılar, bize güvenmiyorlar, sırf Türk olduğumuz için yapıyorlar’ gibi sapkın düşünceleri bir kenara itip, sorun / çözüm ikilisinin üzerinde durmamız gerekiyor. Yurtdışında yatırımı çekenler de Türk olduğuna göre, bunun başka gerekçelerle anlatılması mümkün değil...”

 

‘Para yok’ denilebilir ki o zaman da Kanal İstanbul’un maliyetinin 75 milyar TL, bugünkü kurdan en az yaklaşık 12 milyar dolar olacağını hatırlatırım.

 

Şimdi dönüp kendinize sorun. Hadi dün kaçırmıştık; peki yarını kaçırmamak adına gerçekten ekonominin yönetiminin reklamını yaptığı kadar ciddi bir performans içinde miyiz? Kaynağı doğru yerlerde kullanıyor muyuz?

 

Ve ekleyin: Gerçekten bizi kıskanıyor olabilirler mi; yoksa hamaset mi dinliyoruz? Yanıtı herkes kendi kendine versin. Çünkü o yanıt, geleceğimizi de belirleyecek.

 

[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum