Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Kamuya maliyet, reel sektöre fırsat

27 Şubat 2022 - 22:14

Türkiye’de ekonomik değerlendirmede büyük bir iki yüzlülük yaşanıyor. Arka arkaya her alanda gelen zamlarımız var. Hayat her geçen gün daha çok pahalı ve karşılanamaz hale geliyor.

Çünkü bir yandan fiyatlar artarken, gerçekçi olmayan bir enflasyon üzerinden alın maaş artışlarıyla insanların alım gücü eriyor. Son yapılan akaryakıt zamlarına bakın. Kuruşlar bazından sürekli artışlardan 1,5 TL ortalamasındaki artışlara geldik ve biliyoruz ki bu da son zam değil.

Bazıları jeopolitik riskleri ve benzeri sebepleri sayacaktır ki haklılık payı var. Fakat biz Rusya  - Ukrayna gerginliği öncesini de biliyoruz. Zamlar bir türlü durmadı. Hatta 80 öncesini hatırlatan zam öncesi alım için kuyruklara şahit olduk.

Bu fotoğraf ne yazık ki hayatımızda kalmaya devam edecek. Yani ekonomi yönetiminin bahsettiği gibi enflasyonun düşme ihtimali kalmadı. Zaten bu jeopolitik kriz öncesinde de yoktu; şimdi enerji fiyatları ve muhtemel dolar artışları üzerinden olasılıklar tamamen ortadan kalktı.

Peki iki yüzlülük bunun neresinde? Zamların algılanış ve sunuluş biçiminde… Kamu eliyle yapılan artışlar serbest piyasada ortaya çıkan koşullar, artan maliyetler ve riskler ile açıklanırken fedekarlık bekleniyor.

Ama aynı zamlar reel sektör tarafından yapılınca iktidar mensupları tek tek ekranlara çıkıp bunun büyük bir fırsatçılığın eseri olduğunu anlatıyor. Son olarak gıda fiyatlarında düşürülen yüzde 7’lik kısma, yüzde 7’lik indirim talebi de bunun bir göstergesi.

Çünkü hükümet temsilcileri bu indirimlerin yapılamayacağını, yapılırsa da bir jestten başka bir anlam taşımayacağını, geri gelen fiyatın kısa süre içinde tekrar yukarı yönlü seyrine devam edeceğini çok iyi biliyor.

Sadece resmi enflasyon üzerinden baktığınızda yansıtılmamış yüzde 45 maliyet farkı varken, gerçeğin ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz.

ENAG rakamları tüketici enflasyonu yüzde 114 gösteriyor. Fakat üreticinin maliyet farkını ortaya koymuyor. Aradaki farkı TÜİK gerçekleriyle tahmini tamamlasak yüzde 160 çıkar.

ENAG’a soruşturma açarak bu meseleyi ortadan kaldıramazsınız. Üretici, maliyetlerini karşılayamadığı, yaptığı zamdan daha fazla maliyet artışı yediği için bugün sermaye erimesine, yarın da işsizliği tetikleyecek bir sürece doğru koşuyor.

Velhasıl kelam bu enflasyon belki de stagflasyon olarak hayatımızda kalıcı bir biçimde yer almaya devam edecek.

Ayrıca sistemsel bir çıktı olan aşırı enflasyonu hiçbir şeyi değiştirmeden sadece komik bankacılık ürünleriyle hatta faiz düşürerek yeneceğini zannetmek de önemli bir bilgi eksikliğidir.

Tüm bunların gölgesinde artan bir maliyet ve tetiklenen bir enflasyon var. peki hükümetin yaklaşımı ne? Hatırlatalım. Kendisi vergilere dahi zam yaparken maliyetlerden bahsediyor; reel sektör maliyetleri nedeniyle artışa gittiğinde fırsatçı olarak tanımlanıyor. İşte bunun adı iki yüzlülük.

[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum