Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Kamu alacakları da ertelensin

16 Mart 2020 - 20:22

Virüs üzerinden yaşanan sürecin sağlıkla ilgili boyutu olduğu kadar ekonomik sonuçları da var. Elbette önlem kapsamında okullardan konferanslara, maçların seyircili oynanmasından organizasyonlara kadar bazı önlemler gündemde olabilir.

‘Neden yaptın’ denilmeden bu konuda kamunun otoritesine riayet etmek gerekir. Fakat meseleyi tamamen buradan ibaret tutarsak bir bacağı eksik kalır ve virüsten kurtulurken, ekonomik ve sosyal sonuçların faturasıyla karşı karşıya kalırız.

Özellikle ertelenen organizasyonlarla ilgili oluşan hava, alacaklar zincirinde ikinci bir kırılma riskini beraberinde getirirken, aynı zamanda bu konuda yatırım yapmış hizmet sektörünü de büyük bir açmazla karşı karşıya bırakıyor.

Ortadaki durumu olağanüstü kabul ettiğimize göre bu şirketlerin vergi ve prim alacakları başta olmak üzere, kamu ve banka borçlarıyla ilgili de ertelemelerin gündeme alınması gerekir. Aksi takdirde istihdamın da ağırlıklı bir biçimde şekillendiği hizmet sektörü üzerinden aklımıza hayalimize gelmeyecek, bambaşka bir sorunla karşı karşıya kalırız.

İktidarın bu alanda da çalışma yapması ve ortaya çıkan iklimin doğasına uygun olarak alacaklarını ve bankacılık sektörünün ödemelerini ertelemesine olanak sağlayacak bir sonuç ortaya çıkarması şart.

Hatta zincirleme olarak yurtdışı borçlarında da, alacaklılarla masaya oturulup ötelenme istenmesi mümkün. Bu konuda bugünden oluşturulacak bir kararlılık ve yurtdışı ayağında diplomasi atağı, umarım sağlık boyutunda hasarsız atlatacağımız sürecin ekonomik olarak da ekstra bir faturaya neden olmasını önleyecektir.

Üstelik mesele sadece maddi alanlarla değil. Mesela davalarla ilgili de ertelemelerin gelmesi, tarihinde yapılması gereken örneğin genel kurulların yasal yaptırımlara muhatap kılınmadan, sorunu yasal sonuçlar doğurmaktan öte bir yere taşıması lazım.

Yani sağlık nedeniyle bir hamle yapıyorsanız, ekonomik, hukuksal ve alacak / borç zinciri açısında da sonuçları olacağını göz ardı etmemek gerekir. Türkiye’de belki haklı, belki de biraz duyguları fazla yoğun yaşayan cinsten bir virüs ortamı oluştuysa, virüsü konuştuğumuz kadar işin bu yanını da ele almamız bir ihtiyaçtır.

 

Aksi takdirde kaş yapayım derken göz çıkarmanın çok olası olduğu bir sürecin içinde buluruz kendimizi. Daha kötüsü, kamu iradesiyle yapılan ertelemeler içinde, işin bu boyutu düşünülmezse iktisadi sonuçlarıyla karşı karşıya kalırız.

Bugünlerde kimse bu meseleyi gündeme taşımadığı ve tam zamanı olduğu için, yani henüz araba devrilmediğinden bunu kaleme alma ihtiyacı duydum. Yetkililere buradan çağrım, atılan adımların sağlık boyutu kadar, iktisadi sonuçlarını sadece kamu kaygısıyla değil, özel sektörden işsizlik tehlikesi yaratacak boyutlara kadar her yanıyla hesaplamasıdır.

‘Şimdi sırası mı’ diyenler olabilir. Ama Salda Gölü’ne Millet Bahçesi imar operasyonu araya sıkışabiliyorsa, sanki bu da gündeme gelebilir diye düşünüyorum.

[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum