Önce ekonomide bir beklenti yaratıldı. Fısıltı gazetesiyle başlatılınca da dedikıdular aldı başını gitti. Hatta Hazine ve Maliye Bakanlığı konuyla ilgili ‘serbest piyasaya tam bağlıyız’ açıklaması yapmak zorunda kaldı.
Ardından ufak ufak medyaya bilgi sızdırılmaya başlandı. Aralık ayından gece yarısı ekonomik kararlar adına kötü tecrübesi olan Türkiye’de endişeler bu yolla sakinleştirilmeye çalışıldı.
Ayrıca bir ekonomik kararlar dizisi, neden gece yarısı operasyonmuş gibi açıklanır onu da halen anlayabilmiş değilim. Muhtemelen piyasalarda olası oynaklıkların önüne geçilmek isteniyor ama amaç hasıl olmuyor.
Sonra kararlar gelmeye başladı. Bir dizi teknik terimin arasında konunun uzmanı olmayan herkes ne olduğunu anlamaya çalıştı. Halen de detayları daha sonra açıklanacak başlıklar olduğundan çok net bir tablo ortada yok.
Ama BDDK’dan SPK’ya, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan Merkez Bankası’na kadar yapılan açıklamaların tercümesi esasında çok belliydi. Ortaya ihtiyati tedbir sıfatına büründürülmüş net itiraflar dizisi geldi.
Öncelikle halen döviz yerine gel benden senet al çağrısı, ülkenin yurtdışından para bulamadığının çok açık bir şekilde dile getirilmesiydi. Yetmedi yabancıların girişini kolaylaştırmak adına havuçlar da verildi.
Bunun dip itirafını ise KKM’den başlayan bir süreçte, döviz mevduatlarının söylendiği gibi TL’ye geçmediğini bir kez daha anladık. Zaten bunların içinde kamunun geçişinin payı hatırı sayılır seviyede.
İş dünyasının buraya geçmeyeceği açıktı. Zaten ihracatçının parasının yüzde 40’ını Merkez Bankası’na park ederek, ciddi bir kur zararına neden olduğunuz ortamda, kimsenin bu hamleyi yapmasını da bekleyemezsiniz.
Yine rantiye, faturası 84 milyona yayılmak üzere para kazandı o kadar. Dönelim yine dün geceye… Sıkılaştırma adı altında banka hamlesinin özeti neydi? Ticari kredilerdeki karşılık oranını arttırıyorum. Yani ticari sahaya kredi vermesen de olur mesajı…
Tüketici kredilerine düzenleme getiriyorum. Kredi kartları başta olmak üzere yapılan düzenlemeyle tüketim üzerinden enflasyonu frenleme hamlesi… Son derece yanlış bir hareket olsa da, çaresizlikten kmeğini bile kredi kartıyla alan vatandaş burada düşünülmüş mü? Hayır…
Çözüm bu mu? O da ne yazık ki hayır. Çünkü böylesine ani yapılan frenler sadece aracın içindeki insanların camdan dışarı fırlamasına neden olur? Peki burada yani ticari ve tüketime yönelik kredilerle hedef ne? Parayı getir bana ver.
Bu da ek bütçeyi TBMM’ye getiren ekonomi yönetiminin parasının da kalmadığının ve kaynağın kendisine aktarılması talebinin itirafı. Bu arada emtia piyasalarına yönelik de, yine yastık altı altına talip olmayı unutmadılar.
Peki beklentiyle başlayıp, ekonomik itirafla biten gecenin çıktısı ne? Bir kaç ay önce 15 TL olmamaya çalışan dolar / TL kuru, artık 18 olmamaya çalışıyor. Nokta.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR