Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan açıklama yaptı: “Hiç kimsenin istikrara zarar vermesine izin vermeyeceğiz.”
Aslında yıllardır bu istikrar sihrini de yaşıyoruz. Ama kimse de sormuyor? Nasıl bir istikrar?
Ekonomi dara düşüyor. Bakanın biri ‘frene basalım’ diye haykırıyor; diğeri ‘gaza basmamız şart’ diyor. 2008 yılında kriz çıkıyor. Başbakan çıkıp ‘teğet, psikolojik’ açıklaması yapıyor, dönemin Ekonomiden Sorumlu Bakanı Nazım Ekren “Sadece finansal kriz yok, gıda ve enerji krizleri de kapıda” diyor.
Çalışma Bakanı ‘kıdem tazminatı gündemde değil’ diyor, Babacan ve dönemin Bakanı Çağlayan ‘Bu iş tamam’ açıklaması yapıyor. Merkez Bankası Başkanı ‘Sene sonunda dolar 1,92’ deyip sonra özür diliyor. Ama o süreçte ‘kesinlikle 1,92’ diyen bakanlardan çıt yok.
Hilmi Güler zamanını hatırlıyorum. Çıkıp elektriğe zam yapılacağını söylüyor, sonra Başbakan ‘zam falan yok’ diyor. Kamuoyu bilgilendiriliyor, seçimden sonra zam yapılıyor. Para basmamakla övünüyorlar, vatandaş kredi kartı ve çek ile yıllarca karşılıksız para kullanıyor.
‘Bankalara dokunmayın, istikrarın sembolü’ diyorlar; aradan bir süre geçiyor aynı bankalar ‘faiz lobisi’ oluyor. Sıcak para gelirken ‘cari açık, büyümenin ve gelişmenin olmazsa olmazı’ deniliyor. Para kesilip, ihracat düştüğünde cari açık azalınca ‘gördünüz mü ekonomiyi ne güzel yönetiyoruz’ diyorlar.
İnsanlar senelerce hapiste çürüyüp, sahte delillerle yargılanırken bazıları ‘hukukçu ve gazeteci’ oluyor; cemaat kardeşleri olarak nitelendiriliyor; rüşvet ve yolsuzluk operasyonu patlayınca ‘hukuk rezaleti ve tetikçilerden’ bahsedip, cemaate de örgüt tanımlaması yapıyorlar.
Örnekleri çoğaltmak o kadar mümkün ki… Ama 2 Ocak 2014 tarihli iki açıklama ile noktayı koyayım. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan açıklamada bulunuyor: “Artık yüksek büyümeler hayal.” Çiçeği burnunda Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi durumu yorumluyor. ‘Önümüzdeki 10 yılda 3 kat büyüyeceğiz.”
Sanırım Zeybekçi, Çağlayan’ı da aratacak. Ama bir de iddialar kapsamında Çağlayan gibi büyümeyi kast ediyorsa yandık.
Hakikaten Başbakan Kars’taki eser için ne demişti? Ucube… E dervişin fikri ne ise, zikri de o olurmuş. Böyle anlayışa, böyle istikrarın tanımlaması da ancak bu olur.
FACEBOOK YORUMLAR