Hazine ve Maliye Bakanı berat Albayrak, twitter hesabından açıklama yaparak bireysel ve reel sektör borçlarındaki ötemeleri hatırlattı; kime ne kadar para dağıtıldığına ilişkin söylemde bulundu. Aksini ispat etmek mümkün mü? Elbette değil; çünkü ne bilgi veren var; ne de insan aksine inanmak istiyor.
Fakat Albayrak’ın geçmiş söylemlerinin ve insanların yaşadıklarına baktığımızda ortaya bir sağlama çıkmıyor da değil. Ne yazık ki bu fotoğraf da pek parlak bir görüntü vermiyor. Yani Bakan Albayrak, kendi medyası dışında kimi ikna edebiliyor; tartışılır.
Mesela: Tarih 9 Mart 2020... Yani koronavirüs ile ilk vakanın açıklanmasından sadece bir gün önce.... Verdiği demeçte, ki o tarihli Sabah Gazetesi’nde mevcuttur şöyle diyor:
“Tüm dünyada kıyamet koparken ocak ve şubat rakamları çok iyi sinyaller veriyor. Ocak ve şubatta gerek yatırım kapasite kullanımları, gerek üretim anlamında, sanayi ve tüketim anlamında, reel sektör açısından ortaya konulan datalara baktığımızda, ilk çeyrek itibarıyla inşallah son çeyreğin üzerinde bir büyümeyi 2020'nin ilk çeyreğinde göreceğiz.”
İşin öngörüsüzlüğünü bir kenara bırakırsak, hadi diyelim ki, ilk vaka ile birlikte Türkiye farklı bir döneme girdi. Dünyada kıyamet koparken, Türkiye’nin bu işten kazançlı çıkacağını belirtmek de göz ardı edilir bir öngörü problemi ama neyse, kenara koyalım.
Bakan Albayrak’ın bahsettiği dönemi kapsayan işsizlik verilerinden sağlamasını yapalım. TÜİK verilerine göre, Aralık – Ocak – Şubat dönemini kapsayan Ocak ayı işsizlik verisi bunun en güzel karşılığı... Yüzde 13,8.... Bir önceki yılın aynı dönemine TÜİK’teki görevden almaları göz ardı edersek bir düşüş var. Ama yine de çılgınca bir oran.
Yani reel sektör, öyle Bakan Albayrak’ın söylediği gibi istihdam yaratan bir büyüme içerisine girmiş falan değil. Fakat ilk vaka öncesi Bakan Albayrak 2020’nin ilk çeyreğine ilişkin son derece müspet bir açıklama yapmış.
Yani gerçekleşmeler üzerinden bile sıkıntıyı, daha kötüye oranla mukayese eden bir yaklaşım ne kadar inandırıcı olabilir? Bırakın inandırıcılığı, gerçeği doğru okuduğundan nasıl emin olunabilir? Üstelik dünyada tetiklenen süreci de göz ardı ederek.
İşin Bakan tarafını bir kenara bırakırsak, Ocak dönemine ilişkin gelen bu yüzde 13,8 hiç de hoş bir oran değil. Çünkü ardından başlayan işyeri kapatmaları ile birlikte, işten çıkarılan insanların paylaşımlarına baktığınızda, Şubat ayını kapsayacak Ocak – Şubat – Mart 2020 döneminin hiç de hoş bir tablo sunmayacağı anlaşılıyor.
Peki buna karşılık ekonomi yönetiminin sunduğu çare ne? Borç vererek bir takım ötemelerle, reel sektörü her şey yoluna girerse, 3 ay sonra açmazlara sürükleyecek bir yaklaşım. Zaten esas ve teme problem de burada.
Dünyanın üretim sürecine girdiği ve her küçük ya da büyük imalathanenin çalışanıyla, işvereniyle daha çok önem kazandığı süreçte, reel sektör borçlarını görmezden gelip, daha çok borçlandırarak durumu kurtarmaya çalışan bir zihniyet. Durum bu olduktan sonra; virüs bize ne yapsın? Teşbihte hata olmazsa söyleyeyim? Bizi kendi halimize bırakıp; gidebilir bile...
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR