Ağır bir pandemi süreci geçirdik. Elbette tek başımıza değildik. Tüm dünya ekonomileriyle eş zamanlı olarak zor bir zaman dilimini geride bıraktık. Atlattık mı onu tam bilmiyoruz.
Fakat hayatın gerçeği açısından baktığımızda temmuz ayıyla birlikte kısıtlamalar kalktı. Şüphesiz kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte daha önce ötelenen alacaklar gündeme gelmeye başladı.
Bu dönemde dünyada hibe niteliğinde hem vatandaşa hem reel sektöre destekler verildi. Bizde ise ya borç teklif edildi ya kısa çalışma ödeneği ya da uzaktan çalışma ücreti sunuldu.
Hükümet yetkilileri her fırsatta gerçeği yansıtmasa da verilen desteklerden söz ediyor. Ama şu bir gerçek ki ortada kısa çalışma ödeneğinden başka dişe dokunur bir destek görmedik.
Vergileriniz ya da SGK primleriniz silindiyse, cebinize espri niteliğinde olmayan rakamlarda para konulup bu süreci atlatmanız temin edildiyse ve benim haberim yoksa kusura bakmayın.
Peki her şey normalleştiğine (!) ve kamu da alacaklarının peşine düştüğüne göre en büyük destek kaleminin finansmanını da sorgulamaya başlamamız gerekmiyor mu? Zira destek diye sunulanların tamamı ya borçtu ya da işsizlik fonundan karşılandı.
Öyle ki başlangıcından bugüne kadar işsizlik fonundan 60 milyar TL kullanıldı. Bunun üçte ikisini kısa çalışma ödeneği, geriye kalanını da nakdi ücret desteği ile normalleşme desteği oluşturdu.
Fonun varlıkları üçte bir oranında eridi. Gelirleri harcamadan düşersek 46,2 milyar TL’lik hasar var. 2020 başında fonda 131,5 milyar TL vardı. 9 Temmuz itibariyle 85,3 milyar TL’ye düştü.
Ama biz harcanan 60 milyar TL’yi ele almak zorundayız. Çünkü bu para gitti. Böylesine olağanüstü dönemlerde kamu idaresi nakit sıkışıklığını esas alarak, kasasındaki paraları farklı amaçlar için kullanabilir.
Lakin iş burada bitmez. Kimsenin gündeme taşımadığı, harcandı diye haber yapılıp üzerini örttüğü bir konu var. Madem iktidar destek verdi; kasasında yeterli nakit olmadığı için işsizlik fonunu kullandı; şimdi sınav zamanı.
İşsizin, çalışırken biriktirdiği bu parayı harcayarak destek verdiğinizi söyleyemezsiniz. Şimdi soru şu: Bu 60 milyar TL’yi yerine koyacak mısınız? Yani harcanan para emanet miydi; yoksa gitti gider mi oynadık?
Bence TBMM’nin gündemine mutlaka soru olarak gelmesi gereken konulardan biri bu. Geri ödeme yapılacak mı? Yapılırsa deriz ki bu bir destek. Yapılmazsa iktidar hiç konuşmasın.
Çünkü bu durumda koca bir reel sektörü, çalışanıyla işvereniyle işsizler destekledi demektir. Üstelik işsiz kabul edilmeyip, o fondan yararlanamadıkları bir ülkede. Soruyu sorduk; yanıtları bekliyoruz.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR