Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

İsraf

24 Aralık 2019 - 11:26

AKP Diyarbakır eski Milletvekili, şimdinin Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı Prof. Aziz Akgül, ülkenin israf içinde yönetildiği söyledi. Konuyla ilgili bir rapor açıklayan Akgül, milli gelirin yaklaşık yüzde 15’inin israfla kaybedildiğine dikkat çekti.

 

Raporda ayrıca çözüm önerileri de bulunuyor. Fakat öneriler, herkesin altına imza atacağı cinsten ve ‘Neden 2002-2007 yılları arasında milletvekilliği yaparken sesiniz çıkmadı” diye sorduracak türden.

 

Akgül, bir tasarruf genelgesi yayınlanmasını, gereksiz, amaçsız ve yararsız harcamadan kaçınılmasını öneriyor. Hem de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, 6 aylık gerçekleşmelerde büyük bir israfı ortaya koyduğu gün.

 

Somutlaştırılmamış, ortaya pas niteliğinde, genel geçer tespitlerden kimseye yarar gelmez. Mesela İstanbul’daki Avrasya Tüneli’ni konuşmuyoruz. Ulaşımda denizi yüzde 3,5’larda kullanan bir şehre, neden borç parayla yapılan, “geçmesen de öde’ cinsinden kara ulaşımı sağlandığını sorguladınız mı?

 

Üstelik 2 bin yılında KİT Komisyonu’na gelen raylı ve kara ulaştırmalı tüpün maliyeti 5 milyar dolar iken, Fransız projesinin üzerinden yıllar geçmesine ve teknolojiye paralel, maliyetin düşmesi gerektiğine dikkat çekmeden bu konuşulabilir mi?

 

Yine mesela deprem riski olan bir ülkede, ihtiyaç orta gelir grubunda iken, borçla lüks bina yapıp, stok yaratmayı sorguladınız mı? Yalıtımsızlık nedeniyle yıllık kaybın, yani israfın 9 milyar dolar olduğunu dile getirdiniz mi? Deprem fonunda toplanan paraların yola harcanıp, sonra da o yolların maliyetinin sekizde birine satılmaya kalkmasına dikkat çektiniz mi?

 

Yeterince uçak varken, devlet yetkililerine arka arkaya uçak alınmasını gündeme taşıdınız mı? Mesela Beştepe’ye yapılan inşaatı, özelleştirme yapıp gelen parayı çarçur etmeyi, çiftçiyi öldürüp, ithal gıda için ülkeyi pazara çeviren yaklaşımı konuştunuz mu?

 

Öyle ortaya laf atıp, yüzde verip kenara çekilemezsiniz. Finansman yönetiminin berbat halini, yıllarca üretim yerine tüketim ekonomisini desteklemeyi, esnafa, çiftçiye kredi verecek bankaların, fizibilitesi olmayan projelere, AVM kurtarmaya, şirket kurtarmaya kaynak aktardığını ve daha nicelerini dile getirmelisiniz.

 

Bitmedi... İnsan kaynağının, finansın, teşviklerin yanlış kullanıldığını, vergi silmelerin, kağıt üzeri tahsil edilemeyecek alacakları kullanıp bütçe düzeltmenin, gündemi gereksiz meşgul etmenin de hesabını bu orana ilave etmeniz gerekiyor.

 

Yani israf dediğiniz, genel geçer laflarla raporlanacak bir konu değil. Hiçbir konuda fizibilite yapmıyorsanız, fikirle projeyi karıştırıyorsanız, insanları okutup istihdam yaratamıyorsanız, envantersiz ve yol haritasız, ulufe cinsinden teşvik açıklıyorsanız, zaten büyük bir israf içindesiniz demektir.

 

Akgül, israfı dört kategoride anlatıyor. Bizim iş yapışımıza bakarsanız, gümüş, bronz ve düz israfları geçin. Her attığımız plansız ve hesapsız adım zaten altın israf niteliğinde. İnanın bana onun oranı da milli gelirin yüzde 15’inden çok fazla.

[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum