Türkiye internet üzerinde sansürlemeyi, fişlemeyi ya da yasaklamayı, adına ne derseniz deyin internet konuşuyor.
İktidarın son uygulamasıyla önümüzdeki sürece damga vuracak bu girişime mercek tutmak gerekir.
Öncelikle konu Başbakan’ın iddia ettiği gibi kişi hak ve özgürlüklerinin korunması, özel hayatın ihlalinin önlenmesiyse, bunun için yeniden bir düzenleme yapmaya gerek yok. Mevcut kanunlar zaten bunu yasaklıyor. Yeter ki kanunları uygulamaya niyetiniz olsun.
Yine de bu düzenlemelerde eksiklikler varsa, yapılacak düzenleme işin uzmanlarının görüşü alınarak, dünyadaki uygulamalar işine geldiği gibi değil, gerçekten incelenerek bir sisteme oturtulabilir.
Elbette Ekonomik Sosyal Konsey’i göstererek 2010’da referandum kazanıp, kanunen toplamakla zorunlu olduğu bir konseyi, anayasa maddesi yaptıktan sonra bir kez bile toplamayan bir zihniyetten bunu beklemek çok büyük iyimserlik olur.
Fakat internete sansür meselesinin bir de konuşulmayan ekonomik yanları var. O zaman yarının piyasa ve basın yapısını biraz mercek altına alalım. Özellikle artan pazarlama maliyetleri ve pazara direkt ulaşımdaki sıkıntılar, dünyada elektronik ticaretin önünü hızla açmaya devam ediyor.
Başta küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin kullanmasının büyük avantajlar sunduğu bu yapı, internette sansür, fişleme gibi unsurlar bu yapıya girişi engelleyebileceği gibi, internet pazarında da yandaş yaratmanın yolu olarak kullanılabilir.
Sadece içte değil, yurtdışında da riskler ortaya çıkıyor. Zira servis sağlayıcıların çoğunluğunun yurtdışı kaynaklı olması da ayrı bir sorun… Bir de işin medya boyutu var elbette…
Uzun süredir artan maliyet baskısı nedeniyle, geleceğin basın şekillenmesinde internet sitelerinin yani portalların ve IP TV dediğimiz internet televizyonlarının öne çıkacağı tartışılıyor. O zaman burada da basına sansürün bir alt yapısı oluşturabilir. Herkesin kuralsızca gazetecilik yapmasından bahsetmiyorum.
Ama mevcut iktidarın basın özgürlüğü konusundaki yaklaşımı zaten ortada… Yarına ilişkin bir sansürün alt yapısı hazırlanıyor olabilir. Ayrıca kendileri öyle olduğunu düşünmese de, sürekli başımızda olacak halleri yok.
Kuralların böylesine iktidarların inisiyatifine bağlı olduğu bir yapı, iktidar kim olursa olsun büyük bir sorundur. Öyleyse internete sansürün bu hiç konuşulmayan yanına ilişkin soruyu, tarihe not düşmek adına bugünden soralım.
Bu yaklaşım içinde e-ticaret ve özgür basın kavramlarının yeri nedir? Sonuçları ne olacaktır? Sizce de tartışmaya değmez mi?
FACEBOOK YORUMLAR