Twitter yasakları ülkenin ana gündem maddesini oluşturdu.
Artık iktidar kimden ne saklıyorsa ya da neyi engellemeye çalışıyorsa, aç kappa muhabbeti karşılıklı bird alga konusu olmaya başladı.
Mahkeme kararının içeriği tam anlamasak da, silikon falan derken abuk sabuk ön hazırlıklar ortalıkta dolaşsa da, vakaya net bakmamız gerekiyor. İktidar mahkeme kararıyla twitter isimli sosyal paylaşım sitesini yasakladı; farklı DNS’lerden millet girdi.
En başta hoş bir rekabet gibi gözüküyor. Rivayet odur ki, yasaklamadan önce 10 milyon kişi aktif kullanıyormuş; şimdi 12 – 17 milyon arasında değişen bir hacme ulaşmış. Ne bakanlar dinliyor yasağı ne de Cumhurbaşkanı… Peki güldük, eğlendik, teknoloji ile rekabet etmeye kalkanların yaşadığı acizliği yaşadık.
Güzel de ortada güvenlik gerekçesiyle uygulamaya geçirilen yasak ya daha büyük bir güvenlik riskini kapımıza koyduysa ne olacak? Değiştirilen DNS’ler nasıl bir tehlikeyi kapımıza bıraktı?
Çocukça bir mücadeleyi dışarıdan izlemek keyifliydi; ama ya gerçekler? Elbette işi uzmanına sormak gerekiyordu. Ben de öyle yaptım. Bilişim uzmanı, Analiz Bilişim Genel Müdürü Aykut Yıldırım’a sordum. Soru çok netti: Neden internet yasaklanamaz?
Yıldırım, yasağı kaldırmayan mahkemenin ülke güvenliğini tehlikeye attığını belirterek başladı yanıtına… Bireysel kullanıcıların yasal erişimlerinde, ülkenin DNS ve site erişim kontrolü olduğunu, bunun yasaklanmasıyla birlikte DNS değiştirirse ya da programlar kullanılırsa yurtdışındaki makinelere yetki devri yaptığımızı belirtti.
Uzmanımızdan meseleyi biraz daha netleştirmesini istedim. İşte sizing adına bana aktardıkları: “İnternet yasaklamaları bir güvenlik ihlalilidir. Bireysel kullanıcıların, internete çıktıkları noktalar, o ülke tarafından kontrol edilebilmektedir.
Burada hangi sitelere bağlandıkları, hangi bölgeden geldikleri, ne kadar süre ile hangi siteleri kullandıkları gibi unsunların devlet tarafından tespiti mümkündür. Yine birçok internet kullanıcısı google, facebook, twitter gibi uygulamaların, bu bilgileri kendi programlarına erişildiğinde ele geçirmeleri mümkündür.
Burada ele geçirmekte zorlanacağı şey programlarının kullanılmadığında ne yaptığını tespit etmektir. Şimdi internette siteleri yasaklamaya başlarsanız, bu yasağı kaldırmak için kullanılan programla, DNS (Domain Name System) ayarları değiştirmek, başka ülkelerdeki makinelere IP adresimizi tutma hakkı verir.
Şimbi bu yasak başka ülkelerin istihbaratlarına ülkemizdeki insanların bilgilerini vermek anlamına geliyor. Yani bu şekildeki yasaklama ülkemizde bir güvenlik ihlali oluşturuyor ve bizleri korumasız bırakıyor.”
Durum bu kadar net. Bilişim Uzmanı Aykut Yıldırım mahkemelerin en kısa süre içinde bu yasağı kaldırması gerektiğine dikkat çekiyor. Aksinin de ülke güvenliğini tehlikeye atmak ve suç işlemek anlamına geldiğini belirtiyor.
Şimdi durup düşünelim. Kayıkçı kavgası içinde birilerinin naylon kahramanlık yapıp yasak koyduğu, birilerinin de DNS ayarlarını değiştirirek hava attığı bu ortamda acaba kim kazanıyor? Bir zamanlar gen ile ilgili de benzer bir durum olmuştu, hatırlarsınız. O zaman dalga geçenler, sonradan haklılığı gördüler.
Kendi güvenliklerini, ülke güvenliğinin önüne koyan insanlar, ne büyük bir sıkıntı yarattıklarının farkında mı acaba? Daha da ilginç olanı, nasıl olur dab u işin uzmanları, kalkıp bunu iktidara anlatmazlar?
İşin uzmanı tehlikeye dikkat çekiyor. Benim tavsiyem de, hava atmak için bu DNS meselesinde gaza gelmemek. Fakat daha temel bir sorum var. Cumhurbaşkanı’ndan bakanlara kadar herkes bu yolla yurtdışından ulaşılabilir olduğuna göre, bu bir sıkıntı değil mi?
Manav Ahmet’in bilgisayarındakiler kimsenin umurunda olmayabilir de, iki gün sonra Cumhurbaşkanı’nın yazışmalarını okumayacağımızı kim garanti edebilir? Nasıl bir ülke yönetmek bu?
FACEBOOK YORUMLAR