Kur meselesi en sonunda Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın da gündemine oturdu. Yıldız’ın ifadesi ise büyük resimde çok önemli anlamlar taşıyor.
Öncelikle ne dedi Bakan Yıldız, onu hatırlatalım:
“Merkez Bankası Başkanımızın bahsettiği 1,92’lik kurların bir an önce oluşması lazım. Enerji sektörünün kuru 1,88 ile 1,92 lira arasındadır.” Diyeceksiniz ki ne var bunda? Bir değil, birden fazla gerçek var satır arasında…
Mesela öncelikle kurun, doğal yollardan bu fiyatlara dönmesinin çok mümkün olmadığını dikkate alırsanız, önümüzdeki süreçte doğalgaza zam geleceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Elektrik üretiminde doğalgazın kullanım oranının yüzde 40’lar düzeyinde olduğunu düşünürsek elbette elektriğe de…
Dünya ekonomisindeki genel havayı okuduğunuzda, birden bire para yağmazsa, kısa süre içinde zamlı enerji kullanmaya hazır olalım. Bir zammın şimdiden alt yapısı hazırlanıyor. Belki seçimden önce değil. Ama şişen maliyetin Mart 2014 sonrasında cebimizden hortumlanacağı açık…
Şimdi bazı aklıevveller enerji piyasasında maliyetlerin uluslararası pazarda belirlendiğini, ithal bağımlısı Türkiye’nin de zam yapmaktan başka çaresi olmadığını söyleyecek.
Kısmen doğru, sonuca etkisi bakımından külliyen yalan. Çünkü bizim enerji tüketimimizin içinde yüzde 65-70 diliminde oynayan bir dolaylı vergi var. Madem çok tedirgin oluyorsunuz, düşürün vergi oranını… Olmaz, ondan bahsetmek yok.
Peki bununla bağlantılı olarak ikinci gerçek ne? Artan enerji maliyetleriyle, zaten girdilerini karşılamakta güçlük çeken reel sektörün, nasıl fiyatlandırma yapacağını ve rekabet edeceğini açıkçası merak ediyorum. Hem de dünya pazarı daralırken… Bunun işsizliğe etkisini de takdirlerinize bırakıyorum.
Aynı durum Bakan Yıldız’ın açıklamasındaki petrol fiyatı için de geçerli… Bakan petrolün varil fiyatının da 102-103 dolar seviyesine gelmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Burada bakanın hem bir uyarısı, hem de uyarının altına gizlenmiş itirafı var. Türkiye’nin sahte ekonomik gerçeğinin ikrarı…
Bir diğer tespit de iktidarın ya iç politika kaygıları nedeniyle saflığa yatması ya da güç zehirlenmesinin etkisiyle gerçekten dünyayı yönettikleri zannetmesi gibi bir durum söz konusu…
Kötü haber şu ki; dünyada kimse siz istiyorsunuz diye parasının değerini ve petrol fiyatlarını ayarlamaz. TÜİK mi ki bu söz dinlesin? Ne yapacaksınız? İşten mi atacaksınız?
Gelelim en son tespite… Bu söylem ve mesaj Türkiye’de yıllardır dile getirdiğimiz ve komplo suçlamasıyla muhatap kaldığımız bir gerçeği daha gözler önüne seriyor. Türkiye’de iddia edildiği gibi serbest döviz kuru uygulaması yok. Para gelirse, basıyorsunuz kurun üzerine ve TL’yi olduğunun çok üzerinde değerli kılıyorsunuz.
Peki bu neye yarıyor? Başarılı ekonomi palavrasının sahte rakamlarla savunulmasına… Dünyada likidite bolluğu bittiğine ya da gelecek paranın çok maliyetli olacağı gerçeğine bakarsanız, bazıları gerçekler su yüzüne çıkmadan ağlamaya başladı bile..
O zaman tüm dünyaya bir mesaj verelim: İndirin kuru 1,92’ye, varil fiyatını da 102 – 103 dolar seviyesine… Sahte kahramanlar seçime gidiyor. Üzmeyin onları…
FACEBOOK YORUMLAR