Her fırsatta söylerim: Faturasını götüren iktidar yoktur. Seçim bizde demokrasi mi, yoksa harcama mı, ciddi bir çelişki içindeyim. Şimdi Türkiye öyle bir sürece giriyor ki, ekonominin kaynak diye çöllerde süründüğü bir zamanda, seçimler nasıl finanse edilecek diye düşünüyordum. Elbette sorun seçimin kendisinde değil, saçılan paralarda. Her iktidar ‘seçim ekonomisi uygulamayacağız’ masalının ardına sığınıp, kendi parasıymış gibi paraları etrafa saçtığı için, her seçim sonrasında yeni vergilere ve zamlara muhatap kalırız. Fakat son gelişmeler ve Türkiye’nin yıl içinde bulması gereken yaklaşık 218 milyar dolarlık ödemesi için kaynak sıkıntısı, iktidarı da düşündürmüş olacak ki, bu sefer seçim finansmanını sanırım öne aldılar. Üstelik bunu da tek taşla, üç kuş vuracak biçimde yaptılar. Önce geçmişe yönelik seçim harcamalarına şöyle bir göz atalım. 2009 yerel seçimlerinde siyasetin resmi olarak harcadığı paranın miktarı 135 milyon 616 bin TL oldu. 12 Eylül 2010’da gerçekleşen referandum için ise yaklaşık 154 milyon TL harcadık. 2011 seçimleri ise önümüze 246 milyon TL’yi aşan bir fatura koydu. Bitti mi? Hayır. Bu sadece buzdağının görünen yüzü. Bunun içine ekstradan verilen zamları, beyazeşyaları, kömürleri, çekyatları ve elden dağıtıldığı iddia edilen harcamaları da koyun. Rakam çok daha yüksek mertebelere tırmanır. Tabii bize de ödemesi düşer. Şimdi Türkiye bir yerel seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim ve belki de arada bir referandum yaşayacak. Ne var ki ülkenin ekonomik durumu ve ödemeler dengesi bunu karşılayacak ve sonradan tahsilatını yapacak durumda değil. İşte iktidar hemen pratik bir çözüm buldu ve daha önce sattığı bir ürünü, tekrar satış yaptığı müşteriye satacak bir formülle önümüze koydu. Ehliyetlerden bahsediyorum. 24 milyon ehliyet sahibine, şimdi tekrar zorunlu yenileme koyarak gelir elde etmeyi planlıyor. Herkesin değişikliği zamanında ödemesi durumunda kişi başına düşecek miktar 89 TL. Elbette burası bizim toprağımız ve bizim insanımız olduğundan, çoğu insan zamanını geçirecek ve 423 TL’ye varan rakamlar ödeyecektir. Ama biz niyetimizi bozmayalım ve kimsenin geciktirmediğini düşünelim. 24 milyon ehliyet sahibinden toplanacak rakam, 2 milyar 160 milyon TL. Yani 2009 senesinden beri harcadıklarımızın kat be kat üstünde bir rakam. Üstelik niye sorusunun yanıtını da vermek güç. Zaten hak edilmiş bir ehliyet, neden tekrar parayla satılır? Diyelim ki masrafı var. Nüfus cüzdanınızı yenilemek için bugün sadece 5 TL masraf ödüyorsunuz. 84 TL’lik farkı birinin açıklaması gerekmiyor mu? Seçim öncesinde toplanacak bu miktarın, seçim maliyetini karşılamak ve elbette kalan parayla da iktidardaki partinin ekstra finansmanını temin edecek bir özellikte olduğu o kadar açık ki. İnanmıyor musunuz? E-devlet uygulaması için toplanan 1 TL’lerin hesabı verildi mi? Kaç kişi aldı, kaç kişi kaybetti, toplamda kasaya ne girdi, nereye harcandı? Meçhul… Söz nüfus cüzdanlarından açılmışken; durun yakında o da geliyor. Çipleneceğiz. Bunun içinde muhtemelen benzer bir rakamı önümüze koyacaklar. Türkçe’de biz buna elin taşıyla elin kuşunu vurmak diyoruz. Geçmiş olsun. [email protected]
FACEBOOK YORUMLAR