Yıllar önce, 80’lerde bir siyasi lidere, bir diğerinin beyanatı hakkında bir şey sorulur. Yanıtı mealen şöyle olur: ‘O hayalinde bir kurgu yapar. Sonra kendi yarattığı kurguya inanır.” Ne yazık ki bunun örneklerini bugün ülkemizde de dünyada da bolca görüyoruz.
Elbette o tarihlerde saflık ya da gerçeği görememe olarak ortaya konulan bu naif yorumun, bugünlerde siyasette kurnazlık koktuğunu açıkça söylemek mümkün. Eğer ortaya konulan bir savı cahilce değerlendirenleri bir kenara bırakırsak, gerçeği bilerek kurnazca safa yatanların daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Hadise siyasette böyle de, finans dünyasında ya da enstrümanı ekonomi zannedenlerin mecrasında çok mu farklı? Ne yazık ki değil. Temelinde de iki kesimin de 2 binli yıllardaki parasal genişlemeden fazlasıyla yararlanmasının rolü var.
Bir taraf yapılan finansal genişlemeyle dünyayı normal üretilen mal ve değerin 10 katı üzerinde değerle kağıtlarla ya da türev piyasalarla soydu; diğeri de bunu kendi ülkesindeki insanlara refah diye satarak oya tahvil etti.
Bugün geldiğimiz noktada, dünya ekonomisinin bir kırılma aşaması yaşadığı süreçte de ne itiraf edebiliyorlar; ne de kazanç hırslarını ya da riski saflara satma iştahlarını yenemiyorlar. Bunun en güzel örneklerinden biri yatırımcı (!) Ed Yardeni’nin FED yorumunda kendisini gösterdi.
Bu şahıs 2019 yılının sonunda, 2020 yılı için yüzde 20’lik sert düzeltmelerden söz ederken, şimdi de sonsuz bir parasal genişlemeyle 2021 yılının borsaların yılı olacağı tezini ortaya koyuyor.
Şimdi kariyerine baktığınızda bu zatın büyük bir yanılgı içerisinde olduğunu düşünmek saflık olur. O zaman geriye sadece bir tek seçenek kalıyor. Kurnazlık yapıyor. Beklenti yönetim hayal satmayı ekonomi zannetmeyi sürdürdüğünü sanmıyorum. Ama başkalarının böyle sanmasını istediği de açık.
Şu bir gerçek ki, bugünkü parasal genişlemeler ekonomide her şey yolunda olduğu için hayatımıza girmedi. Başta virüsün hasarlarının finansmanı olmak üzere, sonrasındaki ekonominin köşe başlarını oluşturacak üretimlerin ayakta tutulabilmesi kaygısıyla yapıldı.
Yani eminim ki Edward Yardeni de tekrar dünyada 2 binli yıllardaki gibi bir parasal genişleme yaşanmayacağını, ‘lale devri’ olarak tanımlanabilecek o sahte cennetin tekrar geri gelmeyeceğini biliyordur.
Fakat bunu herkesin biliyor olması, finansçı kafasındaki bu kesimin pek de sevdiği bir iş değildir. Ya bu süreçten ekstra kazanç sağlayamazlar ya da borsa tabiriyle keriz silkeleyemezler. O zaman geniş kalabalıkların başka bir algıyla hareket etmesi gerekir. Yardeni tek değil; son örnek. Onun nezdinde aynı bakış açısındaki herkes adına bu yorumu yapıyorum.
Kim ne derse desin, şunu unutmamalıyız. Bir dönem kapandı ve sahte cennet devri bitti. Bu söylemlere itibar etmeyiniz. Devir üretenin, katma değer yaratanın, alın ve akıl terini üretime çevirerek ihtiyaç karşılayan ekonomilerin devri olacak.
Bunun dışındaki söylemler ya kendi temelsiz hayallerine inanan ya da başkalarına tuzak kuranların çektiği fotoğraftır. Krediyle, borçla hayat sürdüreceğini zannedenlere duyurulur.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR