Ekonomi yönetimi vatandaşla arasındaki köprüleri tamamen koparttı. Ya gerçekten hiçbir şeyin farkında olmayan insanlar tarafından yönetiliyoruz ya da insanların yaşadıkları dramı umursamıyorlar.
Bunları ifade etmek bile çok üzücü ama ne yazık ki söylemlere baktığınızda farklı bir sonuç ortaya çıkmıyor. TÜİK’e göre bile insanlar maddi yoksunluk içinde kıvranırken, milyonlarca insana sosyal yardım yapılırken bu ülkede aç olmadığını söylemek dramdır.
Bir de üstüne ‘gidin siz doyurun’ demek artık sorumsuzluk eşiğinin aşıldığını gösteriyor. Bu ülkede 475 milyar TL tahsil edilemeyen vergi ve prim başta olmak üzere kamu alacağı var. Var ki yapılandırma adı altında sadece insanlardan iki taksit tahsilat yapabilmenin peşine düşülüyor.
Ülkede çiftçisinden işsizine kadar herkes borca batmış durumda. Reel sektör mevcut borçlarını çevirmekte sıkıntı yaşıyor. Çalışanlar geçinemiyor. Bu fotoğrafın ortasında İstanbul’a kendi içinde bambaşka tartışmalara neden olan bir kanalda ısrar etmek zaten meseleyi görememenin önemli bir göstergesi.
22 milyon icra dosyasının olduğunu, vatandaşın 899 milyar TL borçlu olduğu, bunun yüzde 65’nin ihtiyaç kredisi ve kredi kartından kaynaklandığı, istihdamın yüzde 55’ini sırtlayan hizmet sektörünün 1,5 yıldır neredeyse kapalı olduğu bir ortamda nasıl bir yaklaşım beklersiniz?
Sorunları kabullenen ve bununla ilgili çözümleri konuşurken, eldeki finansmanı doğru yöneten bir bakış açısı. Ama hayır... Çiftçinin traktörüne haciz var, ama yandaş firmaya düşen vergi borcunun silinmesi.
İnsanları işsiz kabul etmeyen, açlık sınırının altında asgari ücretle çalışanı da aç kabul etmeyen bir ekonomi yönetimi sizce sorumluluk duyuyor mu? Duymadığı o kadar açık ki, daha önce yalnız bıraktığı insanlara e-haciz uygulamaya başladı.
Bununla da kalmadı. Resmi Gazete’de yayımlanan yeni tebliğle bir adım öteye de geçiyor. Tebliğe göre hacizli malların elektronik ortamda satılabilmesinin önü açılıyor.
Yani yalnız bırakılan insanlar borçlarını ödeyemeyince önce mallarına e-haciz uygulayacaksınız, sonra da yine elektronik sistem üzerinden satışa çıkaracaksınız. Sanırım dijitalleşmeyi yanlış anlayan bir ekonomi yönetimiyle karşı karşıyayız.
Haraç mezat bir ekonomi başlığı altında, özelleştirme adı altında ülkenin Cumhuriyet tarihi boyunca diktiği tüm eserleri yok pahasına satacaksınız; insanlara insan gibi yaşayacak ücret vermek yerine kredi satacaksınız; firmaları da, bireyleri de, çiftçiyi de borç batağına sokacaksınız, sonra da ithalatın kapısını açıp, herkesi batıracaksınız.
Yetmeyecek bir de borç yükü altına sokulan insanlara e-haciz uygulayıp, bir de bunları internetten satacaksınız. Keşke sadece aç olsaydık; üstüne borçlu ve yalnızız.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR