Türkiye çok zor bir süreçten geçiyor. Bir tarafta canımızı yakan şehit haberleri, öte tarafta ne olacağına dair bilinmezlik endişeleri arttırıyor. Oysa böyle bir dönemde tüm acılarımıza, tüm sıkıntılarımıza rağmen sakin ve şeffaf olmalıyız.
Lakin siz inandırıcılığınızı yitirip, şeffaflık noktasında sıkıntılar yaşıyorsanız; orada başka bir problem var demektir. Şehit haberlerimizin geldiği gün Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak twitter adresinden bir paylaşımda bulundu.
Son çıkan verileri değerlendirip, sonuna da başsağlığı mesajını iletti. Ardından yükselen tepkiler üzerine de tweetini sildi. Bıçak sırtı bir konu olduğunu, belki de tepki alacağımı biliyorum ama, bir gazeteci olarak da doğru gördüğümü yazmak durumundayım.
Bakan Albayrak hangi tepkiden dolayı tweetini kaldırdı? Zaten başsağlığı dilemiş; sorun yok. Görev yaptığı alanla ilgili açıklanan verilerini de kritik etmiş. Bence bunda da bir problem yok.
Geriye tek bir şey kalıyor. Aylardır yaptığı gerçeği saptırmaya bir yenisini eklemiş ve gerçekçi olmayan verileri insanların acısının yaşandığı bir süreçte övünç meselesi yapmış olduğu için tepki almış olabilir.
Niye tepki aldığını sorgulamıyorsa, bir mesajı kaldırmanın çok esprisi kalmıyor. Bence tepkinin kaynağı, normal zamanda ortaya çıkan çarpıtılmış değerler üzerinden yaptığı ve genellikle de artık kimsenin ciddiye almadığı gereksiz övünmeleri, insanların canının burnunda olduğu bir süreçte de devam ettirdiği için...
Eğer bundan ders çıkarılmıyorsa, geri adım atmanın kıymeti kalmıyor. Öte yandan madalyonun ters yüzüne baktığımızda ‘ekonominin sırası mı’ tezini de doğru bulmuyorum. Evet ekonominin tam sırası... Hatta sırasının geç kaldığını bile söyleyebilirim.
Bu operasyonlar ilk başlarken, hem TV programlarında hem yazılarda dile getirdiğimiz bir şey vardı. Terörle mücadelenin bir numaralı cephanesi ekonomidir. Şayet bir operasyonun iktisadi ayağını düşünmez ve buna göre hazırlık yapmazsanız; yaptığınız iş yarım kalmak bir yana, başladığınız noktadan daha kötü bir pozisyonda bizi bırakır dedik.
Tüm bunlar hesaplanmadığı ve önlemi alınmadığı için, dünyadaki güçleri birbirine kırdırarak yürünebileceği hesabı yapıldığı için, açmaz noktaya geldik. Son 1 yıldır ‘Türkiye milli çıkarları doğrultusunda dik durmalı, yalpalarsa iki taraf bir olup bizi döver’ diye anlatmaya çalıştığımız buydu.
Çünkü gerçek kararlılık, doğru hesapla maliyetlerin yönetilebilmesi, güçlere geri adım attırır. Ama bir tarafta enerji bağımlılığı, öte tarafta dolar ihtiyacı varken ve buna yönelik tedbirleri günübirlik almaya çalışırken sıkıntı yaşarsınız. Olan da bu...
Yoksa Türkiye çok güçlü bir orduya sahip. Komşularıyla doğru bir ilişki kurar ve ‘tutun oradan’ derse, 1 ay içinde ortada ne PKK kalır; ne İŞİD... Fakat bunu yapmayacaksınız; çarpışan iki güce karşı net durmayacaksınız; öte taraftan da operasyonun finansal boyutunu hesaplamayacaksınız ve sonuç alacaksınız.
Sonuç acı bir biçimde ortada. O nedenle Türkiye’nin dış siyaset kadar ekonomiyi de konuşmasının tam zamanı. Aksi takdirde sıkıntı büyür. Fakat bunları konuşurken gerçeklerle hareket etmek lazım; siyasetle değil. Yoksa siyasetle yürümeye kalktığınız oranda, o tweeti kaldırmak zorunda kaldığınız gibi, insanların inancını da zedelersiniz.
FACEBOOK YORUMLAR