Türkiye’nin de aralarında bulunduğu G20 ülkelerinin liderleri Japonya’nın Osaka kentinde bir araya geldi. Peki buradan ne sonuç çıktı? Sonuçlara gelmeden önce aklınızda kalanları hemen şöyle hızlıca bir zihninizden geçirin.
Bizim medyayı bir kenara bırakıyorum. Çünkü onu baz alırsak, tüm zirvenin etrafımızda dönmüş olması ve herkesin de bizim devlet yetkililerimizle görüşebilmek için fırsat kolladığı sonucu çıkar ki bu gerçek değil.
Mesela Trump’ın çıkışları ilginçti. Bu zirvede biraz daha sertleşebilme ihtimali söz konusuydu ki, vücut dili tersini söylese de bunu yapmadı. İşbirliği mesajları verildi. S400 meselesi ve F35 bizim adımıza gündemdeki konulardı.
Kuzey Kore, yine bağlantılı olarak Güney Kore düzeyinde ortaya çıkan ilginç bir gelişmeydi. İngiltere ile Almanya, liderleri üzerinden gündeme geldi. Eş zamanlı bir olası parasal genişleme rüzgarı estirildi.
Ticaret savaşlarından, Suriye, Libya, İran merkezli büyüyen jeopolitik risklerden söz edildi. Gel gelelim herkes bir gölge oyunu oynadıktan sonra sonuç bildirgesine imza atıp, evinin yolunu tuttu.
Peki sonuç bildirgesinde ne vardı? Ekonomik büyümenin düşüklüğünden, pazarların açık tutulmasının önemli olduğundan, ticaret ortamının yeniden oluşturulmasından, iklim değişikliğinin etkisinden bahsedildi. 43 maddelik bir sonuç bildirgesi yazıldı.
Korumacılıktan söz edilmedi. Artan jeopolitik risklerin gerek barış üzerinde, gerekse de dünya ticareti nazarında oluşturduğu olumsuzluklar görmezden gelindi. Bu ne demek biliyor musunuz?
Gazetelerde okuduğunuz, televizyonlarda izlediğiniz, radyolarda dinlediğiniz tüm gelişmeler yok hükmündedir. Yani liderlerin hangi koşullar hakkında didiştiklerini biliyoruz. Ama bunlar sonuç bildirgesine yansımadı.
Gelenekselleştiği üzere gelir geçer laflarla ‘yapmayın’, ‘açık pazardan taviz vermeyin’ gibi söylemlerle ‘ben korunayım sen aç’ gizli tavsiyesi ile durum kapatıldı. Bu ortada nasıl bir samimiyetsizlik döndüğünün de en açık kanıtı.
Oysa İran’dan Suriye’ye, Brexit’den S400 tartışmasına kadar, Kuzey Kore ile yapılan görüşmelerin içeriğine dek uzanan bir çizgide her biri, dünya ekonomisini yakından etkileyecek unsurlar.
Yetmedi... Söylenenin tersine yine evine döndüğünde her ülkenin korumacılık zırhını kaldıracağı da açıkça gözüküyor. Bu durumda görme özürlü bir G20’nin sonuç bildirgesini esas aldığınızda dünyada ne ticaret savaşları var, ne korumacılık, ne de artan riskler.
Bazı ülkelerin aklı karışmış, sorunlara neden oluyorlar. Onlara da ‘yapmayın’ deniliyor. Peki yaparsa ne olur? Bunun yanıtı yok. Yapacaklar mı? Şüpheniz bile olmasın. O zaman bu temaşa kime?
FACEBOOK YORUMLAR