Geçtiğimiz günlerde bütçede açık miktarı kamuoyuyla paylaşıldı. Bütçe Ocak – Eylül 2020 döneminde 140 milyar TL’yi aşkın açık verdi. Zaten bu başlı başına bir rekor oluşturuyor. Hani sıkça söyleniyor ya ‘Cumhuriyet tarihinin rekoru’ diye; işte bu da öyle...
Dahası var, Meclis’e sunulan bütçe ile birlikte 2021 bütçe açığının da 245 milyar TL olacağı vurgulandı. Milyar sizi aldatmasın; eski para birimiyle katrilyondan bahsediyoruz ya da bugünkü dolar kuru ortalamasıyla 31 milyar dolardan söz ediyoruz.
Dönersek ilk 9 aylık açık gerçekleşmesine, gelirler ve giderler arasındaki fark ortada. Fakat mesele burada bitmiyor. Bütçe gerçekleşmeleri içinde gelirler, gerçekten gelir mi? Tahakkuk / tahsilat oranlarının sıkıntılı olduğu herkesçe malum.
Nitekim ben de bütçe açığına yönelik değerlendirmemde bu konuya dikkat çekmiştim. Şimdi Meclis’te yürütülen bir çalışma var. Vergi ve prim yapılandırmasından, işsiz üniversite mezunlarının kredi geri ödemelerine, trafik cezalarından gümrüklere kadar her alanda tahsil edilemeyen miktarların alınması hesaplanıyor.
Açıkçası bu rakamın tam olarak ne kadar olduğuna dair net bir veri ortada yoktu. O yüzden ben de yorumlarımda, tahakkuk etmiş, ama gelir olarak kasaya girmemiş alacaklar nedeniyle bu bütçe açığının söylenenden daha fazla olabileceğine dikkat çekmiştim.
Şimdi bu yapılandırma ile ilgili çalışma yürütülürken, ortaya konulan bir değerlendirme bize bu miktar hakkında fikir verdi. Açıklamayı yapan AKP Mali ve İdari İşler Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz...
Eksik fazla yazılmasın, onu dedim, bunu demedim gibi polemikler olmasın diye, Demiröz’ün basına yansıyan ifadelerini tırnak içerisinde aynen aktarıyorum:
“Cumhurbaşkanımızın talimatları ile 4 milyon kişinin 500 milyar liralık vergi ve sigorta borçları, gümrük, trafik, kaçak köprü geçiş cezaları, öğrenci kredi borçları, belediyelere olan çeşitli borçlar ile bazı idari para cezaları yapılandırılacak.”
Bu 500 milyar TL, tahakkuk ettirilmiş ya da cezası kesilmiş olduğundan bütçede gelir olarak gözüküyor mu? Elbette gözüküyor.
Bütçe açığı neydi? 140,6 milyar TL...
Tahsil edilemeyen ve yapılandırılması planlanan alacak ne kadar? 500 milyar TL...
Peki bunu gelirin içinde mi göreceğiz yoksa, gelirden düşerek mi hesap edeceğiz? Bu 500 milyar TL’lik tahsil edilemeyen alacağın ne kadarını tahsil edeceğiz; ne kadarını affedeceğiz? İnsanların bu borçlarını ödeme kabiliyeti var mı?
En uç noktayı düşünelim. İlk 9 ayda kaba bir hesapla bu hesapla açık, 140 milyar TL mi, tahsil edilemeyenlerle birlikte 640 milyar TL mi oluyor? Muhtemel alacaklarla kesinleşmiş ödemeleri yapabiliyorsanız sorun yok. Başka sorusu olan?
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR