Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden oluşan 20 ülkenin liderleri Rusya’da biraraya geliyor. Temel konu ekonomik canlanmayı sağlamak… Fakat alt noktada Suriye meselesinin de konuşulacağına dikkat çekiliyor.
Peki G20 ile Suriye meselesinin ne ilgisi var? Gerçekten bu toplantıda gündeme gelir mi? Öncelikle meselenin siyasi boyutuna baktığınızda, konu zirve kapsamında dillendirilse de konuşulması anlamsız. Çünkü G20 ekonomik bir birlikteliği temsil ediyor.
Elbette Suriye konusunun insan hakları, siyaset meselesi ve demokrasi kaygısı taşıyan yanı olduğunu düşünüyorsanız. Gerçekten de bu toplantıda yeri yok. Fakat olaya ekopolitik çerçevede bakıyorsanız, yani Suriye konusunun da tıpkı Tunus, Fas, Libya’daki gibi bir ekonomik paylaşım kavgası olduğu inancını taşıyorsanız durum değişiyor.
Ana gündem maddesine bakalım. Nedir? Ekonomik canlanmayı sağlamak… Peki kendi iç meselesine dönen ve ekonomisini toparlama uğraşısında olan ABD, resesyon içinde yaşayan bir Avrupa Birliği ve bağlantılı ilişkileri de olsa, dünya ekonomisinin baş kaldıran gücü Avrasya aynı toplantıda buluşursa ne olur?
Mesele bu kadar üst boyuta taşınmadan önce, yani Suriye konusunun ilk gündeme geldiği günlerde bir yazı kaleme almıştım. Başlığı şuydu: Kasanın anahtarı Suriye… Suriye dünya ekonomisinin bundan sonraki güç dengeleri açısından bir kırılma noktasıdır.
Eğer batı buradan istediği sonuçları alarak çıkarsa, kırılmadan başarı ile çıkacak ve dünya ekonomisindeki söz üstünlüğünü sürdürecektir. Aksi takdirde önümüzdeki yüzyılda Çin, Rusya, İran, Hindistan’ın başı çektiği Avrasya bloğu ekonominin belirleyici gücü olacaktır.
Mesele enerji hatlarının güvenliği, tedariği ve kullanımı olarak öne çıkıyor. Ama altını çizdiğim gibi bunun da ötesinde bir dünya ekonomisinde kırılmadan bahsediyoruz. İşte asıl pazarlık ve mücadele bu alanda yaşanıyor.
Bu nedenle meseleyi tek kutuplu dünya üzerinden okumak, Suriye’yi, Libya’yı, Mısır’ı, daha öncesine gidin Afganistan ve Irak’ı siyaset ve demokrasi penceresinden görmek anlamına gelir. O zaman da dert bu değildi, şimdi de bu değil. Tek fark artık dünyanın tek kutuplu olmaması…
Bu nedenle G20 toplantısında ben Suriye meselesinin gündeme geleceğini, ama kamuoyu önünde bir iki göstermelik kelam edildikten sonra asıl kavganın kapalı kapılar ardında yaşanacağını düşünüyorum.
Tüm bu çerçevede topun ağzındaki ülke ise Türkiye… Çünkü iktidar sürekli başkalarının hesabının üzerinden hesap yapıyor. Ülke çıkarlarını dert edinmiyor. Durum bu, ama siz yine de boyalı basında gördüklerinize inanıp, iktidarın da dünyanın da derdinin yok yere ölen insanlar ve demokrasi kaygısı olduğuna inanabilirsiniz.
Sonuç mu? Dönelim 2008 krizi sonrasında gerçekleşen ilk G20 toplantısında İngiliz Dışişleri Bakanı’nın ağzından kaçırdığı, sonra da yalanlamaya çalıştığı ifadeye: “Bu ekonomik bunalımın faturasını gelişmekte olan ülkeler ödeyecek.” Hesap lütfen…
FACEBOOK YORUMLAR