Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Finansal mimari vurgusu yerinde

10 Eylül 2019 - 12:56

Alternatif Finansta Yeni Ufuklar Konferansı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan çok kritik vurgular yaptı. Uzun zamandır ilk kez bu kadar önemli bir konudan bahsediyor. Bankacılık sisteminin reel sektörü finanse etmek yerine, herkesin bankacılık için çalıştığı bir sistem oluştuğuna dair tespitine ise gönülden katılıyorum.

 

Hiç geriye dönük muhasebe yapmayacağım. Tek bir cümleyle geçeyim, bu sistemin bu noktaya gelmesinde, uyguladıkları ekonomik model etkilidir ve baştan sona kusurludur. İşin felsefi tartışmasını zamanı gelir yaparız.

 

Ama hazır bu vurgu ortaya konulmuşken sahiplenmek gerekir. Yine de bazı dikkat çekmek istediğim hususlar var. Eğer meseleye sadece körfez sermayesini çekmek ve inşaat sektörünü finanse etmek çerçevesinde bakılırsa, ne yazık ki bunun da sonu tüm bu doğru söyleme karşılık, fiyasko olmaktan öteye gidemez.

 

Küresel finansal sistemin dönüştürülmesi gereğine dikkat çekilmesini de önemsiyorum; ama tek bir eksikle. Dünya zaten çok uzun zamandır bunun üzerinde çalışıyor. Yani tekrar reel sektörü hatırlayan, belki üretim başlıkları değişim ama imalatı esas alan bir modelin arayışı içinde.

 

Kısıtlı bir finans fanatizmini saymazsak, dünyada devletlerin de bu dönüşümün bir parçası olurken, ön almak ve yeni sistemde etkin olmak için yaptıklarına da, bugünün dünyasında ticaret savaşı diyoruz.

 

Yani zannedildiği gibi ticaret savaşı diye nitelendirilen bu husus kısır bir güç mücadelesinden çok, geleceğin ekonomisinde etkin olma savaşıdır ve finansı reel sektöre bağlarken, kontrolü dünya çapında elinde tutma, bunu da veri ekonomisiyle yapma arzusudur.

 

Yine konuşmanın içinde geçen İstanbul’u Finans Merkezi yapma hedefi ise tüm bu gelişmelerle çelişmektedir. Çünkü dünyada paranın sıcak dolaşımı yerine, farklı göçleri söz konusu olurken, eski sistemin uzantısı olan bir merkezin iş yapma kabiliyeti yoktur.

 

Türkiye’yi, özelinde İstanbul’u bir şeyin merkezi yapacaksak; projelerin, bilgi üretiminin, endüstriyel verinin merkezi yapmaya niyetlenmeliyiz. Bunu başarabilirsiniz de, başaramayabilirsiniz de... Ama modası geçmiş sistem için emek vermekten çok daha anlamlı bir zaman kullanımı olduğu açık.

 

Erdoğan’ın geleceğin dünyasında faize dayalı bir sistem yerine finansal mimariyi esas alan bir yapılanma ifadesi de çok önemli. Fakat faizi, paranın yıpranma payı ya da maliyeti gibi değil, tefeci mantığında görerek değerlendirirseniz, kabullenişleriniz yolunuzu tıkar.

 

Doğru tabir bir sonraki cümlede yer alan vurgudur. Risk paylaşımı, üretimlere ortak olma eğilimi... İşte Türkiye bu noktadan meseleye bakmalı; yürümeli; hatta teşvik sistemini de yapacağı bir planlı ekonomik program çerçevesinde buraya oturtmalıdır.

 

Cumhurbaşkanı’nın bu çıkışını olumlu görüp, önemsiyorum. Ama tek bir şartla... Ajandası olmadan yapılacak sağlıklı bir tartışma, beraberinde çalışma ve yol haritası ile uygulama ile birleşmesi kaydıyla.

[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum