FED varlık alımlarını azaltmaya başladığından beri aynı sözü duyuyoruz: Çok ileri gidemez. Neden? Çünkü ekonominin bu kadar soğutulması başka sorunları da beraberinde getirecektir. Aynı söylem faiz artışlarından sonra da devam etti.
Fakat ABD Merkez Bankası, pandemi döneminde dağıttığı paranın yarattığı enflasyonla, enerji ve gıda krizlerinin Rusya – Ukrayna hattında tetiklenmesini de, tedarik zinciri problemlerini de umursamadı.
Arka arkaya faiz artışlarını sürdürdü. Şimdi Eylül toplantısında ne yapacağı merakla bekleniyor. Aslında faiz arttıracağı kesin de bunun oranının ne olacağıyla ilgili tartışmalar yürütülüyor.
Beklenti yönetmek üzerine işini sürdüren finans piyasalarıyla, tüm bu ekonomiyi soğutma çabalarından etkilenen ülkelerin siyasetçileri de koşulları göz önüne alarak yeterince kararlı olamayacağını söylüyorlar.
Elbette bu hesap, nispeten itidalli yaklaşım sergileyen Avrupa Merkez Bankası’nın da kararlarında sertleşmesiyle birlikte havayı bozmuştu. Ama iyimserlik pompalamadan kazanç gelmezdi.
Çünkü aslında risklerin herkes farkındaydı ama bu farkındalığın toplumların geneline yayılmaması gerekiyordu. Bu nedenle en sert açıklamalarda bile ortak gazete manşetleri atıldı. ‘FED güvercin davrandı.’
Davranışlar sertleşince de iş, ‘FED güvercin mesajlar verdi’ noktasına evrildi. Fakat son açıklanan tutanaklar bir kez daha gösterdi ki, ABD Merkez Bankası enflasyonu birinci hedefe koymuş ve tavizsiz bir biçimde sert tutumunu sürdürecek.
İfade çok açık. Diyor ki: Enflasyon düşene kadar faiz artışına devam. Günün sonunda istediği noktaya ulaşır mı? Ulaşır... Bu yolculuk sırasında hasar oluşur mu? Oluşur... Ama anlaşılan o ki, ABD ekonomi yönetimi, enflasyon konusunda taviz verirse, işi toparlayamayacağını biliyor.
Kim bilir? Belki de bu arada 2009 krizine neden olan yapının da törpülenmesini amaçlıyor. Çünkü o da varlık balonlarının şişmesi üzerinden bambaşka bir risk yaratıyor. Esasen ABD yönetimini vazgeçirmeye çalışanların da temel argümanını bu balonun patlamaması oluşturuyor.
Lakin gözüken, ABD yönetiminin buna eğilimli olmadığı, hatta söylemle yöneterek bu balonu yaratanlara mesaj verdiği ve kararlılık göstererek, olası bir patlamada da neden olarak enflasyonla mücadeleyi gösterme eğilimine girdiği.
Bu saatten sonra ABD ekonomisinin ve yönetiminin sorunu. Ama iş burada bitmiyor. Bizler gibi kredi notu çöp seviyesine inen, CDS’leri yüksek ve 200 milyar dolar nakitle ancak ekonomiyi bir yıl çevirmek zorunda olanlar için zorlu süreç başlıyor demektir.
Bundan sonra her bir doların çok daha kıymetli ya da pahalı olduğu bir döneme giriyoruz. Çünkü ABD ekonomisi kendi sorunlarına o kadar odaklandı ki, daha önce dikkate aldığı gelişmekte olan ülkelerin domino etkisi yaratmaması faktörünü de gözden çıkarmış gözüküyor.
Peki bizim ne yapmamız gerekiyor? Çok basit. Mesela gerçek rakamlarla yüzleşip, hamaseti bırakıp, ekonomiyi yönetmeye karar vererek işe başlayabiliriz.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR