Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

FED ne yaparsa yapsın...

27 Temmuz 2022 - 14:27

Gözler FED tarafından açıklanacak faiz kararına çevrildi. Aslına bakarsanız niye böyle bir durum var anlamak da biraz güç. Çünkü bu saatten sonra 50, 75 ya da 100 baz puan arasında bir fark yok ki.

Belki finans piyasalarının kendi risk ölçümü ve beklenti yönetimi adına bir anlam taşıyabilir, lakin gerçek ekonomi yani reel sektör kapsamlı bir yaklaşımda, bu loto oynamaya benzer algı yönetiminin zerre kadar anlamı kalmadı.

Şayet üretim ekonomisi aktörü iseniz, okumanız gereken bir kaç başlık var. Bunlardan birincisi ekonomilerin soğutulduğu gerçeği…Sadece ABD’de değil, AB’nin de dahil olduğu bizim için önemli pazarların tamamında enflasyonla mücadele kapsamında büyümelerin aşağı çekilmesinin göze alındığı görüyoruz.

Bu durum bir tarafta pazarda arz fazlasının oluşmasına, diğer tarafta tüketimlerin frenlenmesine neden olacak. Süreci buradan okur; ürün ve hizmet farklılaşmasına giderek mevcut pazarlarınızı korumanın önceliğini gündeme almalısınız.

Standart iş modelleri ve yaklaşımlarla, ortaya çıkacak daralma, artan rekabet içinde sermayesi kıt Türk şirketleri gerçeğini de kabul edersek, para kazanarak rekabetçi olabilmenin şansı yok. Daha çok mal satıp, daha az para kazanmanın da kimseye hamallıktan başka bir getirisi olmaz.

O zaman reel sektör ürün farklılaşmasını daha çok gündeme almalı; inovatif yaklaşımlarla bu adım adım gelen sürece hazırlık yapmalıdır. İkinci başlık paranın ya kısılacağı ya da daha maliyetli hale geleceğidir.

Hele ki Türkiye gibi bir ülke menşei taşıyorsanız, CDS’leri 900’e vurmuş bir ekonomide bulabildiğiniz paranın da rakiplere oranla daha maliyetli olacağını göz önüne almalısınız. Elbette para bulabilirseniz.

Artık 2 binli yıllardaki gibi bir para bolluğu yok ve kimse kısa vadeli getiriler hesaplanarak sizlere kredi sunmayacaktır. Peki paraya ulaşım nerede? Ya dijital ekonomiye uyumlu hareketler yapmalısınız ya da iklim kriziyle mücadeleye katkı sağlayacak inovasyon ve ürün ortaya koymalısınız.

Bu tip projelerin halen kıt kaynaklara rağmen, bol ve ulaşılabilir maliyetlerle sermaye bulabildiğini görüyoruz. Tüm bu gerçekleri görmezden gelir, siyasetin hamasetine kanar; iş yapış modellerinizden finans yönetim biçimlerinize kadar sisteminizde değişikliğe gitmezseniz, yetenek yönetimini esas alıp patronluğu terk etmezseniz; işletmenizde gerçek bir verimlilik hesabı peşine düşmezseniz bu işin içinden çıkmak güç gözüküyor.

Öyleyse Avrupa Merkez Bankası’nın faiz arttırma sürecine girdiği, FED’in daha da agresifleşecek bir tavır takındığı, dünya ekonomisinin de bırakın enflasyon ve resesyonu, stagflasyona koştuğu bir süreçte, ülkeler reel sektörlerinin bu değişime konsantre olmasını sağlamalıdır. Aksi takdirde FED’in yüzde kaç faiz arttıracağı, sadece yiyeceğiniz dayağın şiddetini etkiler.

[email protected]

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum